CHP BU ZİHNİYETTEN KURTULMALI

Bugün hiçbir giriş yapmadan hemen bizi bekleyen yazı konularımız la başlayalım.
BUNU YAZAN AK PARTİLİ
VE MHP Lİ OLMAYAN
BİR MECLİS ÜYESİ
Bizi bilen bilir.
Bizim dostluklarımızın siyasi partiler ile, ya da siyasi görüşle, tutulan takımla cemaatle ya da şu veya bununla bir alakası yok.
Bizim dostluklarımızın önce insanlığa vefaya hatta karşılıksız sevgiye saygıya dayanır.  
40 yıllık bir arkadaşım var
Liseden bu yana arkadaşız.
Kendisini ne AK Partilidir ne de MHP li
Belli bir dönem de başka bir partiden Büyükşehir Belediye Meclis üyeliği yaptı
Bakın bana Konya’da sağlıkla ilgili yaşadığını nasıl yazmış
“Uğurum merhaba
Cuma günü üç aylık torunum Tayyar Ege’yi üst solunum enfeksiyonu nedeni ile
Necmettin Erbakan üniversite si çocuk acile götürdüm
İnanılmaz bir kadro inanılmaz ilgi doktor asistan hemşire hasta bakıcı güvenlik böyle bir uygulama özel hastanelerde yok
Çok şaşırdım bizim dönem hastaneler aklıma geldi
Sonra servise yatırdılar riskli durumda idi torunumun durumu
Serviste asistan sorumlu doktor göğüs doktoru hatta Prof. Meltem Energin hoca öyle ilgilendiler ki
Kendime kendime Allah Allah dedim
Ve torunum taburcu oldu durumu çok iyi
Senin kanalınla hepsine teşekkür etmek istiyorum
Sonra dedim bu kadar hizmete hatırı sayılır bir bedel öderiz diye düşündüm
Çıkışta hiçbir ödeme almadılar
Başta sayın Cumhurbaşkanımıza
Bu düzeni kuran devletimize yöneticilerine hepsine minnet ediyoruz
Tüm sağlık kuruluşlarımıza örnek olsun Necmettin Erbakan tıp fakültesi istiyorum
Sağlıcakla kal dostum”
……………
Son yıllarda hep bunu iddia ediyorum
Sağlık sektöründe sorunlar asla bitmez.
Hastadan çok hasta yakınları problem.
Buna binde dahil.
Zaten hasta yakını olmak normal insanın psikolojisi bozar.
Türkiye’de sağlık sektörü çok inanılmaz işler yapıyor.
Ama hiçbir zaman yeterli olmuyor.
Niye?
Çünkü millet olarak kapitalizmin oyuncağı olduğumuz için bizi süratle hasta ediyorlar.
Mesela Erbakan Tıp Başhekimi eski İl Müdürü Sayın Hasan Küçükkendirci Bey ile bir gün yazışırken Hasan Bey şöyle demişti
“Yazınızı şimdi gördüm.
67 adet asansör ve yürüyen merdiven olan bir kuruluşta sadece bir asansörün arızası ile eleştiriliyorsak çok büyük bir sorun yaşamıyoruz demektir
Ama sizin de ifade ettiğiniz gibi kapasite dışı kullanım vatandaşlarımıza ait maalesef.
Gerek tekerlekli sandalye gerekse hastalarımıza gerekli özeni göstermeden asansörü boşaltıp kendi konforumuzdan özveride bulunmuyoruz”
…………..
Evet ben tıp fakültesine gittiğim zaman ya da siz fakültede çalışmayan bir asansör gördüğünüz zaman benim gibi öfkelenip şikayetçi oluyoruz.
Ama Hasan Bey ne diyordu
“67 tane asansörden biri arızalı olunca”
…………………………
Evet halimize şükredip yapılanlar için teşekkür ve dua etmeyi de bilmeliyiz
KONYA GARİPLİKLER
İLE GÜNDEME
GELMESE OLUR MU?
Şehir sevdalısı kültür insanı Sinan Ümit abimiz sayesinde yine Konya ile ilgili yeni bir şeyden haberim oldu
Şehirde olmayınca şehrin gündeminden kopuyoruz.
Sinan abi uyardı
Bakın Konya bu yeni haber ile yine ulusala gündem olmuş
Ne diyelim.
Allah cümlemize akıl fikir ve feraset versin.
BEN BU
MEVKACILARI
ÇOK SEVİYORUM
MEVKA kurulurken biraz kafam karışıktı.
Çünkü o zamanlar siyasetin eli buranın içinde idi.
Amla bizde ki “Kervan yolda düzülür” zihniyeti ile geldiğimiz noktada MEVKA nın neler yaptığına birebir şahidim
Zaman zaman yeni projeleri dinlerken de kulaklarıma inanamıyorum
Sonra gel zaman git zaman eserler ortaya çıkınca mutluluktan gözlerim doluyor
Ne adına?
Konya adına
Ne adına? 
Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz adına.
Bakın şu fotoğraf karesini yeni gördüm.
İyi yürekli koca yürekli beyin insanları MEVKA uzmanı Fatih Yalçın Bey ile Ömer Faruk kardeşimin Beyşehir Huğlu ve Üzümlü bölgelerinde ki silah sanayi Savunma sanayi ile ilgili projeleri artık adını Külliye’den, Amerika Birleşik Devletlerine kadar duyurup başarılarını onaylatmış durumdalar.
Şehrimiz adına Türkiye adına bu insanlara kendi küçük şahsım adına minnet ve şükran duygularımı iletiyorum.   
KONYA VE TÜRKİYE
DEMİŞKEN
Konya ve Türkiye demişken benim için yine çok değerli olan bir siyasetçi isimden söz etmek istiyorum
Konya Milletvekili Sayın Ziya Altunyaldız Bey.
Ziya Bey ile geçtiğimiz hafta ziyaretimize gelmişti.
Kendisi ile yine baş başa samimi sohbette bulunduk.
Zaman süreci içerisinde Ziya Beyi tanıdıkça sevdim saydım ve kendisine karşı olan saygım gittikçe büyüdü
Şimdi belli bir okuyucu kitlemiz Ziya Bey için iki satır güzel cümle yazdık diye bize öfkelenecekler 
“Ziya Bey nerede?
Hangi pazarda?
Kendisini göremedik çarşıya çıkıyor mu?” filan diyeceksiniz.
Ama gelin böyle düşünmeyelim.
Sayın Cumhurbaşkanımız Ziya Beyi vekil yaparken tabii ki önce Konyalı hatta Bozkırlı olmasına dikkat etti.
Hem Ziya Bey ithal Konyalı vekillerimizden hiç olmadı,
Fazla reklam yapmaz ama kim hasta kimin taziyesi var düğünü nişanı var kim hasta Konya’da değilse hatta Türkiye’de değil ise sonradan mutlaka ziyaret eder.
Çünkü Ziya Bey Cumhurbaşkanımızın Türkiye Cumhuriyeti’nin bizzat yurt dışı ile görevlendirdiği bir beyindir.
Mesela dün nerede idi?  
Moskova’da
Niye?
TBMM Dışişleri Komisyonunun Moskova programı gereğince Rusya Federal Meclisi Devlet Duması Türkiye-Rusya Parlamentolar arası dostluk grubu başkanı Otari Arşba ve heyeti ile bir arada idi.
Rusya’nın tarımından enerjisine kadar bize hatta Konya’ya olumlu dönüşlerini varın siz düşünün artık. 
Ben Sayın Altunyaldızın beynine ve yüreğine büyük saygı duyuyorum vesselam.
PARAN VARSA İTİBARIN VARDIR
Gençliğimde Şişhane'de, "Sarı Madam" adında bir kahve vardı.
İnsanlar oraya gelir, oyun oynardı.
Aileler de gelir çay içer, simit yer, sohbet ederdi.
Çok güzel bir Haliç manzarası vardı.
Şişhane'den Hasköy'e dönen köşedeydi.
Eskiden kahvenin anlamı, sadece oyun oynanan yer olmaktan çok uzaktı, tam anlamıyla sosyal bir ortamdı. Kaçamak sigara içmek için de çoğu zaman oraya giderdik.
Bir gün oranın müdavimlerinden Şapat diye bir bey geldi.
Biz de yandaki masada arkadaşlarla oturmuş, çay içiyorduk.
Adamın orta halli bir görüntüsü vardı ama sıkıntılı olduğu her halinden belliydi.
Arkadaşları da bu durumu fark etmiş olacak ki, içlerinden biri, "Hayrola Şapat, bir derdin mi var?" dedi.
"Sormayın..."
İlk bulduğu boş sandalyeye çökercesine oturdu.
"Anlat be Şapat."
Adam anlatmaya başladı.
Yanımızdaki masada oturduğu için anlattıklarını bir bir duyuyorduk.
"Benim dört tane dairem vardı.
Bankada param vardı.
Karımdan kalan ufak tefek birkaç mücevher de vardı.
İki kızımı ve damatlarımı çağırdım ve
'Bunları size taksim edeyim, sonra birinizin evinde kalırım, yalnız yaşamak istemiyorum,' dedim.
Yaptım da.
Her şeyimi onlara verdim.
İki kızımda birer yıl kalacaktım, böyle konuşmuştuk.
Baştan her şey yolunda gitti.
Sonra bu anlaşma aylara, haftalara, şimdi de günlere indi. İkisi de kendi düzenleri bozulduğu için beni evinde istemiyor.
Anlayacağınız, beni kapının önüne koyacaklar."
İshak Efendi diye bir adam,
"Bu mudur senin bütün derdin?" dedi;
"Sen merak etme, yarın sabah burada buluşalım, senin derdini çözeceğim."
Biz olanları sonradan kahvenin sahibine sorarak öğrendik.
Zavallı amcanın sonunu çok merak etmiştik.
Bu iki amca, ertesi gün buluşmuş,
İshak Efendi cebinden bir anahtar çıkarmış ve Şapat'a vermiş.
Bu bir banka kasası anahtarıymış ve üstünde "OB" harfleriyle bir de numara varmış.
"OB", Osmanlı Bankası'nın kısaltmasıydı.
Bankanın itibarı da çok büyüktü.
"Bak, bu anahtarı hangi kızının evinde daha çok kalmak istiyorsan o evde kaybetmiş gibi yapacaksın.
Dikkat et de nereye attığını unutma.
Sonra 'anahtarım kayboldu' diye ortalığı ayağa kaldıracak, sonra da bulacaksın.
Kızın sana 'Bu ne anahtarı?' diye sorduğunda,
'Ne anahtarı olacak, kasa anahtarı. Sen bütün varlığımı size verdiğimi mi zannediyorsun? Paralarım, tahvillerim, banka kasasında duruyor.
Kimin evinde ölürsem, anahtar ve kalan servetim onun olacak.
Kafamdaki plan bu' diyeceksin.
Şapat Bey, İshak Efendi'nin bütün dediklerini yapmış ve sonradan takip ettiğimize göre de küçük kızının evinde krallar gibi yaşayıp ölmüş.
Öldükten sonra kızı ve damadı anahtarı alıp bankaya gitmiş.
Banka da onlara,
"Ne böyle bir kasa numaramız var, ne de böyle bir anahtarımız," demiş.
Şapat Bey bir de yazı bırakmış ardından,
"Sizi ancak böyle adam edebilirdim!"
SON SÖZ:
İbranice bir söz:
“Yeş mamod, yeş kavod" ;
Yani:
"PARAN VARSA, İTİBARIN DA VARDIR.
……………….
Can Ataklı.5 Aralık 2021.
BEN BU CHP
AKLINA ŞAŞIYORUM
Dün ulusal basında şöyle bir haber vardı
CHP mitinglerinde AKP detayı: Yeni yer belirlendi
CHP Genel Başkanı Özgür Özel başkanlığında toplanan MYK, bir sonraki hafta sonu yapılacak “MİLLET İRADESİNE SAHİP ÇIKIYOR” MİTİNGİNİN KONYA’DA YAPILMASINA KARAR VERDİ.
AKP’nin yüksek oy oranına sahip olduğu şehirlerde mitingleri sürdüreceklerini belirten CHP kurmayları, “Konya’da da Yozgat etkisi yaratmayı planlıyoruz” dedi. Kurmaylar, 3 Mayıs Cumartesi günü Konya merkezde yapılacak miting için Yozgat’taki gibi bir görüntü verilebilmesi ve mitingin ses getirebilmesi için çalışmalara başladı.”
……….
Şimdi bakıyorum da bu haber mi?
????
CHP aklı mı?
Yahu CHP Genel Merkezi bilmiyorsa en yakın isim hukukçu vekil Barış Bektaş Bey
Neymiş CHP AK Partinin kalesinde miting yapacakmış. 
Yahu CHP A takımı Konya’yı bir tanıyın
Konyalıyı bir deneyin.
Konya kim iktidarsa onu destekler
Konyalı akıllıdır zekidir.
Bugün AK Partinin kalesi olmayı bir kenara bırakın
Yıl 1977 ye bakın.
O GÜN KONYA BUGÜNDEN ÇOK DAHA MUHAFAZAKAR
O GÜN KONYALI ÇOK DAHA MUHAFAZAKAR
Ama İktidarda CHP var
Rahmetli Bülent Ecevit var
Ve Konya’nın Konyalının da oyları ile CHP’nin 5 Konya milletvekili var
Rakamlar aha da orada  
Boru mu bu yaaa
 
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Çirkinlikte güzelliği görünüşle değil akılla ayırt edebilirsin
 
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Trafik ışıklarında beklerken sarı ışık yandığı zaman arkadan hemen daaaat diye kornaya basmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz