Dün güne Konya merkeze 25 kilometre uzaklıkta Meram’ın Sefaköy mahallesinde idik.
Şehrimizde yaşanan son köpek faciasının ardından Cumhurbaşkanımızın da resmen bu konuda Belediyelere talimat vermesinin ardından bizim Belediye Başkanlarımız derhal düğmeye basmışlardı
Hatta bir iki ay önce Meram Belediyesinin muhteşem bir yer yaptığını öğrendiğimizi Sayın Valimiz İbrahim Akın ve Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Uğur İbrahim Altay’ın da burada inceleme yaptığını dile getirmiştik.
Ardından Meram bölgesinde köpeklerin toplandığını ve sayılarının gözle azaldığını yazmıştık.
Ama tabii ki biz kime iyi desek ya da şehir adına ne iyi güzel desek belli kesim taş sopa tabanca tüfek kılıç top bize saldırmayı adet edinmiş ve bizi o günlerde de taşlamışlardı.
Ve işte dün Meram Belediyesi’nin belki de Türkiye’nin en iyi köpek barınağında idik.
Başkan Kavuş Büyükşehir ile organize olarak muhteşem bir barınak yapmış.
Barınak haberlerini TRT ekranlarından tutunda bütün yerel ve ulusallarda izleyip okuyacaksınız.
Ama sadece bu barınak ile ilgili birkaç cümle ile görüşlerimi açıklamaya çalışacağım.
Barınak zemin seçiminden hava sirkülasyonuna, alanında özel seçilmiş bakıcılarından dizaynına kadar gerçekten tek kelime ile muhteşem.
Hayvanlar çok mutlu
Şimdi birileri diyecek ki köpeklerin mutluluğunu nereden anladın?
İyi bir köpek sever üstelik de öyle lafta değil icraatta bir hayvanseverim
Benim de üç tane köpeğim var.
Dün barınakta bölümleri gezerken bir yer dikkatimi çekti
Bu bölüm yeni doğan yapan köpeklerin bölümü idi.
Biz grup olarak bu bölümün önünden geçerken her ana köpeğin karnında en az yedi sekiz yeni doğmuş yavru vardı.
O gürültüye o kalabalığa rağmen hiçbir dişi köpek yerinden kıpırdamıyor istifini dahi bozmuyordu
Niye?
Çünkü yeni doğum yapmış dişi köpekler huzur içinde idi ve güvende olduklarını hissediyorlardı
Ben köpeğin bakışından duruşundan anlarım.
Özetle bu vesile ile Meram Belediye Başkanı Sayın Mustafa Kavuş Beye, Belediyenin konu ile ilgili başkan yardımcıları ve müdürlerine görevli veterinerler ve bu bölümde çalışan tüm işçi kardeşlerimize insanlık adına bu canlar adına şükranlarımı sunuyorum.
Hem bu dünya için hem de öbür dünya için inanılmaz bir eser ortaya çıkarmışlar.
MİTHAT KOCAK ABİMİZİN
UĞUR BAŞKANDAN
BİR RİCASI VAR
Şehrin ekonomisinden hayır hasenatına insanlık duruşundan örnekliğine örnek ailelerinden Koçak ailesi.
Ailenin en büyüğü Mithat Koçak abimizdir
Mithat abimiz oğlu gelini çoluğu çocukları da bizim aile dostlarımızdır.
Mithat abimizin önceki gün Başkan Altay’dan ve Konya Büyükşehir Belediyesinden şehir adına bir ricasını önce sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay Bey’in Dikkatine;
Başkanım Ahmet Rasih İzzet Koyunoğlu (Rahmetli) babamın amcası Cumhuriyetin ilk öğretmenlerinden Hasan Koçak‘ın (Rahmetli) kayınbiraderidir.
Kendisi üniversite mezunudur, duyduğum kadarı ile 4 lisan bilmektedir
TCDD ‘da hesap baş müfettişliğine kadar yükselmiştir.
Çok nazik, kibar, çelebi, beyefendi bir insandır
Ben kendisini tanıma şerefine eriştim, hiç evlenmemiş, çocuğu da yoktu.
Benim kayınpederimin de dayısı olur idi.
Çok hayır sahibi idiler
Okul, cami, çeşme, yol, talebe bursları vs. şeklinde ailenin hizmetleri var idi.
Başkanım 1973 yılında Konya Belediye Başkanı Yılmaz Kulluk (Rahmetli) idi.
Çocuğu olmadığı için araya başkaları da girdi,
Özel müzeyi Konya Belediyesine bağışladı.
DOĞDUĞU BAHÇELİ EV DAHİL MÜZE, TÜRKİYE’NİN İLK ÖZEL MÜZESİ OLMUŞTUR.
Müzede 30 bin ciltlik çoğu yazma eser kütüphane de mevcuttur.
Bu şekliyle Dünyada da tektir,
İslamiyet dönemine ve İslamiyet’ten önceye ait çok nadir, eşsiz eserler vardır.
Ayrıca yeni müze binası yapmak için etrafındaki 10 adet Konya evi istimlak edildi ve yeni bina yapıldı.
Yeni bina çokta güzel oldu,
Emeği geçenlerin hepsinden Allah Sonsuz Razı Olsun , İnşallah.
Başkanım 1990-2000 Yıllarında Koyunoğlu müzesini yurt dışından ve yurt içinden Ankara’dan , İstanbul ’dan, Türkiye’nin her tarafından bakanlar, müsteşarlar, Genel Kurmay Başkanları , Komutanlar, Üst derece bürokratlar, memurlar, Profesörler, Bilim insanları ziyarete gelir idi. KONYA’MIZDAKİ KAVŞAK VE YOLLARDA KOYUNOĞLU MÜZESİNE AİT TANITICI TABELA VE LEVHALAR YOK DENECEK KADAR AZDIR.
Yeniden yönlendirme ve işaret levhalarının konulması hususunda, Büyükşehir Belediye meclisi üyelerine ve size güvenimiz tamdır.
Yeniden kültür ve Turizm Bakanlığı ve diğer bakanlıklar tarafından Büyükşehir Belediyemiz tarafından şehrimize, Türkiye’mize, Dünya ya yeniden müzemizin varlığını ve ziyarete hazır olduğunu hep beraber duyuralım.”
……………….
Her şeyi bir kenara atın
Bu şehrin yerli insanının bugünkü insanımızdan söz etmiyorum 100 yıl öncesi yokluk ve yoksulluk yıllarının insanının 4 yabancı dil bildiğini okudunuz değil mi?
Neyse burada noktayı koyalım ve Uğur Başkanın konu ile ilgili müjdesini bekleyelim.
DİLENCİ
DİLENCİ...
New York'ta, Brooklyn Köprüsü üzerinde dilenen kör bir dilenci bir gün, bir şairin dikkatini çeker.
Dilencinin boynunda asılı bir tabela vardır.
Şair, dilenciye günlük kazancının ne kadar olduğunu sorar.
Dilencide “sekiz dolar” kadar olduğunu söyler.
Bunun üzerine şair, dilencinin boynuna asılı tabelayı ters çevirerek bir şeyler yazar;
-"Şimdi buraya senin kazancını arttıracak bir şeyler karaladım.
Bir hafta sonra yanına geldiğimde bana sonucu söylersin" der ve oradan ayrılır.
Şair, bir hafta sonra dilencinin yanına uğrayıp kendini tanıtınca dilenci;
- "Bayım size ne kadar teşekkür etsem azdır.
Bir haftada kazancım ikiye katlandı.
Çok merak ediyorum tabelaya neler yazdınız?"
Bunun üzerine şair gülümser ve:
- "Tabelada "Doğuştan körüm, yardım edin" yazıyordu.
Bense
"Bahar gelecek, ama ben yine göremeyeceğim diye yazdım"
…………….
Ne dersiniz biz baharı görebilir miyiz?
……………
KAYINVALİDESİNİ
HAMİLE BIRAKAN DAMAT MI?
DAMADINDAN
HAMİLE KALAN
KAYINVALİDE Mİ?
Bu rezil olayı dün sabah öğrendim
Meğer bir gün öncesinde ekranlarda canlı yaşınmış
Bundan bir gün öncede bir dostum bana şu yazıyı göndermişti
“Başkası ile evli ama kaçıp birlikte yaşadığı adama "KOCAM" derken başörtüsünü düzeltmeyi ihmal etmeyen kadınlar var ekranda.
Ve başkasına “kocam” diyen karısına ağlayarak "n'olur geri dön" diye yalvaran erkekler...
İzlerken saç baş yolar insan gördüğü bu oksimoron karşısında.
"N'olur dön ben sensiz yaşayamam." diyor adam.
Kadın da o ayaklarına kapanırken nazlanıyor, gitse mi gitmese mi karar veremiyor.
Bizler de çaylarımızı tazeleyerek rezillik izliyoruz.
Kavvam olan adamları özledik biz ya!
Erkek olmanın onurunu koruyan, ağırlığını hissettiren o adamları özledik yani.
Ama sonra bakıyorsun:
Arabasının markasıyla hava atan, kredi kartı limitiyle kendini değerli sanan,
"şunu aldım, bunu aldım" diye sürekli böbürlenen, kaldırdığı ağırlıkla övünen,
"ben şu kadar kilo basıyorum" diye durmadan kasılan, sanki beyni protein tozundan üretilmiş adamlar mı kavvam olacak diyorsun.
Sonra bakıyorsun:
Eksikliklerini başkalarını küçümseyerek örtmeye çalışan, her ortamda "ben" diye başlayan cümleler kuran, fiziksel ve maddi gücünü karakterinin önüne koyan, kas kütlesini kişilik zannedip duygusal zekâdan yoksun adamlar mı olacak diyorsun.
Aile sırlarını arkadaş ortamında anlatan,
"karım şöyle, karım böyle" diye her detayı paylaşmayı normal sanan, kadınsılığını entelektüellik diye pazarlayan, mahremiyeti hiçe sayan,
"delikanlılık" adına zorbalık yapan, güçsüzün karşısında aslan kesilip güçlünün önünde kedi olan, diktatörlüğü babalık zanneden, namussuzluğu erkeklik sanan adamlar mı olacak diyorsun?.
Hepsi için demiyorum ama adımlarını takip edeceğimiz kavvamlarımızı belki de kendi ellerimizle yok ettik, şimdi ağlaşıyoruz.
Birçoğunun da yok olmak, kaybolmak, görünmez olmak işine geldi gibi görünüyor.
Adımlarını takip ettiğimiz, yolumuzu aydınlatan meşalelerimiz söndü artık.
Medeniyetin çürümüş dişleri arasında sıkışmış et parçaları gibiyiz.
NE ÇİĞNENEBİLECEK KADAR TAZE NE ATILABİLECEK KADAR ÇÜRÜK.
Aydınlığı sönmüş fenerlerin dibinde, karanlığa alışmaya çalışan gözlerimizle öylece dikiliyoruz. Modern zamanların dişlileri arasında un ufak olan değerlerimizin ardından bakakalıyoruz.
Ne yapacağımızı bilemez haldeyiz.
Ezgi Akgül 13 Nisan 2025”
……………
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Affetmeye çalışmayı boş verin. Herkes her şeyi bilerek, isteyerek ve gözünüzün içine bakarak yaptı. Affetmek ve unutmak yoktur. Artık etkilenmeyecek düzeyde dönüşmek vardır.
E ZAMAN ADAM OLURUZ?
Dostluğun çok ucuz ve kolay bir şey olmadığını idrak edebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz