BİRAZ SİYASET BİRAZ EKONOMİ DİYELİM Mİ?

Ulusallardan memleketten geçtim yerelde bile öylesine hızlı gelişen ve değişen gündemimiz var ki hangi birini nasıl değerlendireceğiz bunda bile ipin ucunu kaçırmış durumdayız.
Ekonomiden anlamasam da ABD-Çin para kavgasının bizi şimdilik epey bir sallayacağı konusunda insanlarımızın endişeleri var.
Trump’un aldığı ya da aldığını sonradan anında değiştirip U dönüşü yaptığı kararların Amerika halkı için doğru olduğu konusunda insanlarımız hem fikir
Ama bunun bize yansıması konusunda hala büyük tereddütler var.
Sayın Cumhurbaşkanımız en yüksek perdeden
“ŞİDDETLİ BİR KASIRGA GELİYOR” demesi bile bizleri ürküttü.
Para borsa bu işler bizim boyumuzu aşar.  
Bu işler parası olanların işi.
Ama elektrik zammından un fiyatlarına her yeni zam bizi direk etkiliyor.
Çünkü 200 TL nin bile pul olduğu günümüzde gelecek adına çocuklarımız ve torunlarımız adına kaygılıyız.
Kaygılı olmamak elde mi?
Bizim kaygımızı AK Parti’nin en yüksek makamında atadığı bürokratlardan AK parti sayesinde sermaye sahibi olup iş adamı kimliği kazananlarda taşıyor.
Biz benzin ekmek elma peynir yumurta hesabı yaparken bu koca koca adamlar da çilek (!) fiyatlarından şikayetçiler, 
Siz ne demek istediğimi anlıyorsunuz değil mi?
Tekrar diyorum ve iddia ediyorum bu milletin alt kesimi yani işsiz dar gelirli sabit gelirli ve emekli 20 yıl önceki parayı göremez ise sıkıntı sürecek gibi.
BU KESİM NE AMERİKA’YI BİLİR NE DE ÇİN’İ
BU KESİMİN PARASI YOKSA HİÇBİR ŞEYİ ANLATAMAZSINIZ.
Tamam Ankara’dan gelen bilgilerde bu yılın sonuna kadar ekonomik dar boğaz gittikçe daralacak.
Her kesim büyük sıkıntı çekecek.
2026’nın özellikle ikinci yarısından itibaren ise para muslukları açılacak.
O zamana kadar yutkunmaya devam edeceğiz.     
İŞİN ÖZÜ SABIR…SABIR…SABIR…
KURULLARDA İKİ KONYALI
DİKKATİMİZİ ÇEKTİ
Dün güne başladığımız zaman Cumhurbaşkanlığı politika kurulu üyeliklerine atamalarının Resmi Gazetede yayımlanmış halini gördük. 
Cumhurbaşkanlığı politika kurulu üyeliklerine atamalar yapılmış. Buna göre Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu üyelikleri, Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu üyelikleri, Ekonomi Politikaları Kurulu üyelikleri, Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyelikleri, Hukuk Politikaları Kurulu üyelikleri, Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu üyelikleri, Sağlık Politikaları Kurulu üyelikleri, Sosyal ve Gençlik Politikaları Kurulu üyelikleri, Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu üyelikleri, Yerel Yönetim ve Afet Politikaları Kurulu üyelikleri açıklandı.
Bu yeni görevlendirmelerde iki Konyalı dikkatimizi çekiyordu
Birisi Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu üyeleri arasında AK Parti eski vekili Sayın Uğur Kaleli
 
 
Diğeri ise Necmettin Erbakan Üniversitesinin kurucu rektörü TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker hocanın
 
 
Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kuruluna seçilmesi idi.
Biz her iki isme de yeni görevlerinde başarılar dileriz.
TARIM FUARINA
SİYASİLER İLGİ GÖSTERİYOR
Tarım fuarına bu sene ilgi nasıl bilmiyorum
Çünkü içimden hiç fuarı gezmek gelmedi
Hadi kaç defa dostlar
“Fuara bir gidelim.
Havaya bakalım” dediler
Onu bile kabul etmedim.
Sanki eski havası yok gibi.
Ya da bize aktarılanlar öyle
Buna rağmen açılış töreninde Tarım Bakanı vardı,
Dün yazımı yazarken Gelecek Partisi Genel Başkanı Sayın Davutoğlu gelecekti.
Cumartesi günü İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Müsavat Dervişoğlu gelecekmiş.
Siyasiler için tarım fuarı iyi bir malzeme ama
İşte işin bir de amması var gibi…
ELBETTE BU ŞEHRİN
GÜZEL İNSANLARI VAR
Dün sabah 08.57 sularında genç bir dostumdan şu fotoğraf kareleri ve şöyle bir yorum geldi
 
 
 
“Uğur Abi
Konya’mızda çok güzel insanlar var
Birileri şişesini arabadan atıp kırıyorlar kırık camlarla etrafa zarar veriyorlar
Birileri de bu güzel insanlar ise kırmızı ışıkta dururken cam kırıklarını elleri ile topluyor”
………..
Olay bu kadar net.
Bende her sabah Nalçacı caddesinde ya kırık ya da kaldırım kenarlarına sıralanmış içki şişelerine üzülerek bakıyorum.
Ve kimseye bir şey diyemeyeceğim için sadece kendime kızıyorum
BİZ ANLAMIYORUZ
AMA OKURLARIMIZ
BU KONUNUN
ÜSTADI GİBİLER
Hep siz değerli okurlarımız ile gurur duydum.
O “Dananın altında buzağı arayanlar hariç
Mesela ABDURRAHMAN rumuzlu okurumuz bir elektrik olayı yazmış ki
Üç defa okudum bir şey anlamadım
Sadece rakamsal verilerin az olduğu bu bölümü sizlerle paylaşmak istedim
“Enerji faturalarında yapılan bu fiyatlandırma her zaman olduğu gibi sade vatandaşa yine çok şirin gözükecek şekilde yapılmış,
“yırtılan deli Bekir’in yakası” yani vatandaşın yakası olduğu da, hemen hemen her operasyonda ve başarıyla yapıldığı üzere yine ve USTA lıkla sade vatandaşın gözünden kaçırılmıştır.
Yapılan hesaplamalara göre EB ye zam yapılması bir yana düşürülen fiyatlara karşın zammı DB de yapılan artışlarla dengelemeye çalışan İktidar/EPDK, kaybedilen belediyeler sonrasında bulunan bu yöntemle 2023 – 2024 yılında Belediyelerin elde etmesi muhtemel + 30.000.000.000₺ (OTUZ MİLYAR TL) den fazla ETV gelirlerini tırpanlamıştır.
Bir küçük NOT:
 
 
 
 
Elektrik Piyasası özelleştirmeleriyle 21 Dağıtım Bölgesine ayrılmış olan Ülkemizde 2006 yılından itibaren yapılan özelleştirmelerle birlikte belirlenen bu bölgeler 2036 yılına kadar mevcut Dağıtım Şirketleri (DŞ) ne kiralanmıştır.
Bunlardan Uludağ EDAŞ el değiştirmiş 2022 de İngiliz ACTIS grubuna geçmiş Osmangazi (Eskişehir) EDAŞ ise 2017 de ZORLU grubuna geçmiştir.
21 DŞ 2013 yılında kendi içlerinden 21 tane de Görevli Tedarik Şirketi (GÖTŞ) çıkarmıştır.
Sonuçta Fiyatta ve hizmet kalitesinde rekabetle birlikte daha rekabetçi, daha kaliteli bir piyasaya gidilmesi hedeflenirken tamamen KARTEL bir piyasa oluşturulmuş,
Özel de Elektrik, genelde Enerji Piyasası hatta hemen hemen tüm piyasalar adı DDK larla siyasetin kontrolünde serpilip büyümesini devam ettirmiş ve ettirmektedir.
Son Sözüm; Sürekli BOZ – YAP larla İktidarda kalmayı sağlayan her yol mübah!!! mıdır???”
…………….
OĞUZ OĞUZ rumuzlu büyüğümüz ise bu durumu şöyle özetliyordu
“Abe, ben elektrik faturamda nereye ne ödediğimi göremiyorum.
Faturalarda bunlar yer almıyor.
Burada bir oyun var.
Ufacık ufacık rakamlarla yalnızca kademe kademe elektrik tüketim bedeli ve vergisi ödediğim algısı oluşturulmuş.
Ama yanlış değilsem, hatırladığım Alalton'ların bir dergi röportajında Medaş'ı alırken kamu bankasından döviz kredisi alıp, krediyi şirketin geliri ile 3-4 sene içinde ödedikleri idi. Bir de uyanıkların her yere, banka kredisi ile, tarla, çatı, ne bulursa panel döşemesi de çok garip. Bu nasıl bir düzen?
Koski'nin Ankara'da toplanan vergi gelirlerinden yardım alırken, halktan su ücreti alması da ayrıca garibime gidiyor. Bir de bütçesindeki devasa borçları görünce yine çok şaşırıyorum. Allah'ın verdiği suyu, zahmetsiz halka dağıtıyor sonuçta.”
………….
OĞUZ OĞUZ abim en güzel mutluluk fazla bilgi sahibi olmamak
Mesela bu tür sıkıntılı konulara şu güzel sözle baksak nasıl olur
“İYİLİK BENİM KENDİME OLAN İNANCIM
YOKSA BENDE BİLİYORUM
KİMSENİN BUNA DEĞMEYECEĞİNİ”
…………..
 
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Herkesten yakın olmak istediğin insana, uzaktan bakmak çok zor.
 
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Hastanelerde görevliler biraz olsun hasta psikolojisine kulak verdikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.