TÜİK geçen hafta içerisinde işsizlik rakamlarını açıkladı. Açıklanan rakam 7,9 çıkınca son 25 yılın rekoru kırılarak 2001 krizinden sonra en düşük işsizlik rakamı gerçekleşmiş oldu. Türkiye 1980 - 2000 yılları arasındaki 20 yılda ortalama 7,6 işsizlik oranına sahip bir ülkeydi. Bu 2000 - 2020 yılları arasında % 10’lara kadar yükseldi. Fakat son 2 yıldır istikrarlı bir şekilde düşürmeyi başardığımız işsizlik oranı Mart ayı sonu itibarı ile son 25 yılın en düşük rakamını yakalamayı başardı.
Hz. Mevlana’nın Mesnevi’de meşhur Körlerin fil tarifini hikâyesini anlatırken:
Fil bütündür ama kör insanlara “-Bu nedir?” diye sorduğunuzda; biri bacağını tutar “-Ağaç” der, biri burnundaki hortumu tutar “-Su oluğu” olduğunu söyler, biri kulağına dokunur “-Yelpaze” der. Gövdesine dokunan duvara benzetir. Hiçbiri bütünü tarif edemez; “-Bu fil” diyemez.
Ülkemizde bir çok veri bu hikâyeye o kadar çok benziyor ki. Enflasyondan dış ticaret açığına, faiz oranlarından işsizlik rakamlarına kadar her rakam herkese göre farklı anlamlar ifade ediyor. Kimilerine göre tarihsel başarı, kimilerine göre çok kötü. Sadece siyah ve beyazı tartıştığımız için arada kalan tonları ve renkleri kimse görmüyor. Bu renk körlüğü hali ise Türkiye’nin birçok sorununun çözüme kavuşmasını engelliyor. Çünkü tartışanlara göre bu sorunlar zaten hiç olmadılar.
Ben açıklanan işsizlik oranlarını bütün yönleriyle incelemeye çalıştım. Öncelikle işsizlik verisi nasıl elde ediliyor bunu izah edeyim. Bize rekor kırdıran dar tanımlı işsizlik TÜİK’e göre referans dönemi içerisinde herhangi bir işte çalışmayan ancak iş aramak için son dört hafta içerisinde iş arama kanallarından en az birine müracaat etmiş olup 2 hafta içerisinde işbaşı yapma durumunda olmanızı gerektiriyor. Bu kriterleri taşımıyorsanız veya umudunuzu kaybedip iş aramayı bırakmışsanız işsiz sayılmıyorsunuz.
TÜİK Mart ayı itibarı ile çalışma çağındaki nüfusu oluşturan 15 yaş ve üzerindekilerin 30 milyon 840 binle yarıya yakınını işgücüne dahil olmayan nüfus olarak kabul ediyor. İşbaşı yapabileceği halde iş aramayan veya iş arayan ancak hemen işbaşı yapacak durumda olmayan toplam 5 milyon kişi işsiz kabul edilmeyerek potansiyel iş gücü olarak görülüyor. Oysa söz konusu grubun sayısı son 1 yılda 1 milyon 660 bin artmış. Birde toplamda 40 saatten az çalışma olanağı bulabilmiş düzenli bir iş ve gelir imkânı arayan kişiler 3,5 milyon ile resmi işsizlerin dahi üzerine çıkmış. İşin özü dar tanımlı işsizlik son bir yılda 304 bin kişi azalırken örtülü işsiz sayımız 2,2 milyon kişi artmış.
TÜİK’e göre atıl işgücü olarak ifade edilen potansiyel iş gücü ve eksik istihdam kategorisinde yer alan örtülü işsizler böylelikle toplam işgücü içerisinde %28.8’e yükselmişler. Şimdi bir tarafta tarihi düşük rakam olan 7,9, diğer tarafta neredeyse her 3 kişiden 1 inin işsiz olduğu varsayımı. Buzdağının sadece ucunu gösteren işsizlik verisinin ülkedeki gerçekle ne derece uyumlu olduğuna ise siz kıymetli okurlar karar versin.
10 yıl öncesine kadar genç nüfusumuzla övünürken bugün düşen nüfus artış hızı ve yaşlanan nüfus sorununa sahip bir ülke olduk. Teknolojik olarak çağı yakalamayı başarmış olsak ve potansiyel işgücünde buna bağlı bir boşluk oluşsa bunu anlamak mümkündü. Ancak ihracat başına kg fiyatını dahi yıllardır gözle görülür şekilde artırmayı başaramadığımız gerçeğinden yola çıkarak bunca insan işsiz ve iş aramaktan vazgeçmişse düşünmek gerekmiyor mu? Hele emekli çalışan oranımıza baktığımızda acilen sisteme işgücü ilave etmemiz gerektiği gerçeğini gören yok mu?
Bana göre işsizlik düşmüyor iş bulma umudu düşüyor. Ancak bu istatistiklere olumlu yönde yansıdığı için Türkiye işsizlik rakamlarında rekor kırıyor. Bu konuda her kesim kendi penceresinden soruna yaklaşmayı tercih ettiği için sorunun nasıl çözüme kavuşturulacağı da net değil. İşveren çalışacak eleman yok diyor, çalışacak işgücü şartları beğenmiyor, siyaset kurumu eğitim sisteminde doğru yolda olduğunu düşünürken, öğrenciler sistemin baştan sona yanlış olduğunu iddia ediyor. Artık genç ve dinamik bir nüfus avantajımız kalmadı hiç olmaz ise elimizdeki işgücünü doğru değerlendirmeye gayret gösterelim.