ELLİ YIL ÖNCE MEZUN OLDUĞUM KABATAŞ ERKEK LİSESİ

İç Ege’nin küçük bir ilçesinin ortaokulundan (Çay) birincilikle mezun olduktan sonra çevremizdeki İstanbul görmüş büyüklerimizin teşvikiyle 1972-1973 eğitim-öğretim yılında yatılı olarak yerleştiğim İstanbul Kabataş Erkek Lisesinden mezun olalı (1975) tam elli yıl olmuş.  Hey gidi günler hey!

Geçen hafta sonu Kabataş Erkek Lisesi Eğitim Vakfının daveti üzerine ellinci yıl anısı belgemizi okulda yapılan törenle aldık.  Elli yıldır görmediğimiz ancak sanki dün ayrılmış gibi kaynaştığımız sınıf arkadaşlarımızla bir arada olmanın keyfi ve mutluluğunu sizlere tarif edemem. Hepsi büyümüŞ yeni bir hayat kurmuşlar, iş sahibi, torun sahibi olmuş yaştaydılar. Ama o gün Kabataş’a girdikleri andan itibaren o okulun yeni öğrencileri gibi heyecanla birbirimize sarıldık. Pek çok okulun mezunlarının devam ettirdiği bu geleneğin Kabataş Erkek Lisesinde de devam etmesinde emeği geçen başta Kabataş Erkek Lisesi Eğitim Vakfı yönetimine, okul müdürlüğüne, öğretmen ve öğrencilerine teşekkür ederiz.

Kabataş Erkek Lisesi (KEL), geleneği oluşmuş bir eğitim kurumudur.  İstanbul Ortaköy’de Boğaz köprüsünün Avrupa ayağının yanında deniz kenarında 117 yıldır eğitim veren köklü bir devlet lisesi olarak eğitim-öğretim hayatına devam etmektedir. Yıllarca sadece erkek öğrenci kabul edilmiş 1992 senesinden itibaren okula kız öğrenci alınmaya başladığında yapılan ankette kız öğrenciler okulun adının bu haliyle (Erkek Lisesi) kalmasını istedikleri için Kabataş Erkek Lisesi olarak eğitim-öğretime devam etmektedir. LGS Puanlarına göre en çok tercih edilen bir devlet lisesi olarak lise adaylarına tavsiye edeceğim bir okuldur.

Gözü açılmamış bir kuş misali ailemden, evimden ilk defa ayrılıp, gurbette hiç tanımadığın bir ortamda yetmiş kişilik koğuşlarda yatılı okumak, ailenden sadece gelen giden olursa haber almak, ilk aylarda hasretini ve acını tuvaletlerde ağlayarak yaşamak çok zor günlerdi. Bunun ne demek olduğunu ancak yatılı okulda okuyanlar anlar. Sabah 06.30’da etüt abisinin “Koğuş Kalk” anonsuyla kalkıp 07.00 de başlayan ve gece 22.00’de “Koğuş Yat” anonsuyla sona eren günde 6 saat ders 5,5 saat etütle toplam 11,5 saat aynı sınıfta sıralara oturarak geçen sadece hafta sonu gündüz okulun dışına çıkabildiğin üç koca yıl. Ömür boyu unutulmayacak anılar.

Bizler, Türkiye’nin farklı bölgelerinden ve farklı sosyoekonomik kökenden gelen çocuklardır. Aynı çatı altında 14-18 yaşlarını birlikte geçirdiğimiz ve şimdi 67-68 yaşlarında olan sınıf arkadaşlarımızla yüz yüze hasret giderdik. Bazılarıyla sosyal medya aracılığı ile haberleşmiş olsak da ilk kez karşılaşıyorduk. Pek çoğunun saçı ya dökülmüş ya da beyazlamış, kimi göbek kimi de sakal bıyık bırakmış ama hepsi de vatansever, vatanına milletine belli alanlarda hizmet etmiş ya da hizmete devam eden kardeşlerimizle bir arada olduk. Boğazın hırçın dalgalarına bakarak eskiden geçirdiğimiz güzel günlerimizi gün boyu andık siyah beyaz resimlerimize bakıp şakalaştık. Aramızda ayrılan vefat eden öğretmenlerimize ve devre arkadaşlarımıza rahmet diledik.

Birinci sınıfta (1972-73) inşaatı devam eden boğaz köprüsünün yapımını izlemek, hizmete açıldığını (29 Ekim 1973) görmekten hep birlikte gururlanmak;  İsmet İnönü’nün, Adile Naşit’in vefat haberini sınıfta alınca üzülmek; rahmetli tarih öğretmenimiz Selahattin SEL hocamızın “Merhaba Atatürklerim” övgüsüne mazhar olmak. Yanımızdaki şeref stadyumunda Beşiktaş’ın antrenmanlarını izlemek, Alanında uzman değerli öğretmenlerin elinde yoğrulmak, sadece eğitim almak değil hayatı öğrenmek bizler için bir ayrıcalıktır.

Okulumuzun en önemli özelliği öğrencilerinin gerek okulda gerekse mezun olduktan sonra aralarında oluşan köklü kardeşlik duygularının, arkadaşlık bağlarının, dayanışmanın sonradan da devam etmesidir. Bizler o gün Kabataş ailesinin var olma ilkelerinin, temel değerlerinin elli yıldır devam ettiğini görmekten ziyadesiyle memnun olduk. Nu mutlu ki bizden önce olduğu gibi bizden sonraki nesillerde bu geleneğe sahip çıkmışlar, bundan sonra da çıkmaya devam edecekler.  

Kabataş Erkek Lisesi; Adnan Kahveci, Ahmet Taner Kışlalı, Hikmet Sami TÜRK, Naim Talu, Vahit Erdem, Erol Simavi, Hasan Pulur, Metin Sözen, Feyyaz Tokar, Ali Bayramoğlu, Hakkı Devrim, Süleyman Seba, Nehar Tüblek ve İskender Paydaş gibi ülkemize değerli hizmette bulunmuş pek çok ismin mezun olduğu Türk eğitim ve kültür tarihinde haklı bir üne sahip olan bir devlet okuludur.

Kabataş Erkek Liseli olmak, gelenekten çağdaşlığa uzanan birliktelik ve kardeşlik duygularının ön plana çıktığı eğitim sisteminin bir parçası olmaktır. Dün olduğu gibi bugünde; Kabataş Erkek Lisesi, tüm yöneticileri, öğretmenleri, halen okuyan ve mezun öğrencileriyle Atatürk devrim ve ilkelerini benimseyerek özümsemiş ve laik eğitim ilkelerinden ödün vermeden çok büyük bir ailedir. Kabataş mezunlarının en çok gurur duyduğu konu, arkasında hiçbir yabancı devletin desteği olmayan Kabataş Erkek Lisesi’nin Türk Milli Eğitiminin bir ürünü olmasıdır.

Ülkemizin en çok tercih edilen en iyi üç lisesinden biri olan Kabataş Erkek Lisesinde okumak belki üç dört yıllık gelip geçici bir süredir. Ancak Kabataş’lılık ruhuyla Kabataşlı olmak bir ömür sürecek bir unvandır. Kısacası Kabataş’lı olmak bir ömre sığmayacak bir onurdur. Her yıl Haziran ayında Kabataş ailesini bir araya getiren pilav günleri geleneğinin yanı sıra mezuniyetin otuz, kırk, ellinci yıl dönümünü görmek farklı bir duygu. Bu duyguları yaşamayı bana da nasip ettiği için yüce rabbime şükrediyorum. Kalın sağlıcakla.