SAHTEKARLIK HAYATINIZDA BOŞLUKLAR YARATMASIN

Sahtekarlık, insan yaşamının olumsuzluklarla tanışmasında önemli bir etken olduğu bilinen kötülükler silsilesinden ibarettir.
Unutulmaması gereken bir şey var: o da insan ne kaybederse yanında yer bulan herkesi kendisi gibi sanması yüzündendir. En büyük yanlışı çıkmış olduğu yolun kendisini büyük kayıplara uğratacağını düşünmeden bilinçsiz hareket etmesidir.
İnsanlığa en büyük zararı veren kimselerin başında bahsetmekte olduğum dünyamızda yeri olmaması lazım gelen insan müsveddeleri gelmektedir.
İnsanoğlu gözünün önündeki gerçeklerden kaçmak için uğraş vermekle kendisine telafisi imkansız zararlar vermektedir.
Hayatımızı alt üst etmek için gayrete girenlerden uzaklaşma düşüncesine sahip olmak yerine bizim darmadağın olmamızı bekleyenleri, başımızın üzerinde oturtmayı büyük bir marifet sayıyoruz.
Düşünmüyoruz ki hayatımızın kararmasında en büyük pay sahibi, sahte sevgileri ile bizleri kandıranlar olacaktır.
Bilinmelidir ki fitne, fesat geçen her günümüzde daha fazla yer bulmakta; önüne geçmekte zorlandığımız bir sel halini aldığı görülmektedir.
Bahsetmekte olduğum sele kapılıp gitmemiz, bin bir emekle kurmuş olduğumuz düzenimizin yok olup gitmesinin en önemli göstergesidir.
Dünyamızın kararmasında oluşturmak için çaba göstermekte olduğumuz önemli dostlukları tükenip bitmesinde sahtekar kimselerin payının büyüklüğünü anlatmakta kelimeler kifayetsiz kalıyor.
Bizleri kendisinin yanımızda olduğuna inandıranların gün gelip hayatımızı değiştireceğ,i göz ardı edilmemesi icap eden darbelerle yıkıp yok edeceği zihinlerden silinmemelidir.
Kaldırılması mümkün olmayan bir enkazın altında kalarak yok olup gitmenin de en büyük sebeplerinden birisi olan sahtekarlık, güven duygusunun temelden sarsılmasında en büyük paya sahip olmaktadır.
Yazık ki güzelliklerle dolu yaşamların kötülüklerin kucağına atılmasının önüne geçmekte zorlanıyor, yıkılmaz denilen dostlukların bir fırtınaya kapılıp son bulmasını izlemek zorunda kalıyoruz.
Bir şahıs düşünüyor ki benim arkamda yıkılmaz bir dağ var; fakat görmek istemediği yanında bildiği kişinin arkasından bin bir türlü fırıldak çevirip onun dağılıp gitmesine yol açacaktır.
Onun için diyorum ki yanınızda sandığınız kimseleri belli testlere tabi tutmadan maddi manevi hiçbir şeyinizi emanet etmeyin; çünkü gün gelir sizin ona emanet ettiğiniz her ne olursa olsun, düşünmeden size karşı oyun oynamak amacı ile kullanacaktır.
Umarım ders alınması gerektiğini düşünerek her zaman okumuş olduğum bir cümle ile size ne demek istediğimi anlatabilirim.
Size ait bir sır ağzınızdan çıkıncaya kadar sizin kölenizdir; fakat ağzınızdan çıktıktan sonra siz onun kölesi haline gelirsiniz, bu güzel cümle sahtekarlığın insanoğluna vermekte olduğu zararı o kadar güzel anlatıyor ki başımıza gelecekler ancak bu kadar güzel bir şekilde anlatılabilir.
Yanınızda yer alacağını düşündüğünüz insanları belli güven testine tabi tutmazsanız kayıplarınızın kazandıklarınızdan fazla olacağı, aklınızın bir köşesinde bulundurulmalıdır.
Bu da demektir ki güneşinizin önüne gölge olacağı göz önünde olan işe yaramaz kimselerin hayatınızın baş köşesinde yer alacağı aşikar.
Dünyanızı karartmak için fırsat kollayanları hayatınızdan çıkarmanın size büyük fayda sağlayacağını bilmeniz icap etmektedir.
Eğer kuyunuzu kazmayı kendisine görev edinmiş şahısları hayatınızda tutmaya devam eder vaktiniz varken yol vermezseniz, düştüğünüz anda üzerinize basıp geçecek olanların onlar olduğu bilincine varmanız lazım gelmektedir.
Elinden tutup düştüğü yerden kaldırdığınız insanların sizi sırtınızdan vurmayacağını düşünerek hareket etmeniz, yapacağınız en büyük yanlışların başında gelmektedir.
Yanlış düşüncelere kapılarak yola çıkmak hayatımızda olumsuz etkiler yaratacak, insanlara iç dünyamızın kapılarını açmak bir nevi kendimizi ateşe atmak demektir.
Sahtekar insanları kurmuş olduğumuz küçük dünyamızda barındırmakla hayatımızın telafi edilmesi mümkün olmayan hatasını yaptığımız bilinci kafamızda yer etmelidir.
Bilinmelidir ki satırlara dökmüş olduğum bu konuda bahsi geçen bu şahısla,r bizleri yükte hafif pahada ağır kayıplara uğratmaktadır.
Güneşimizi kesmek isteyen gözlerde hiçbir değere sahip olmayan kimseleri bizler yanımızda bulundurmaya devam ettiğimiz müddetçe, gerçek dostlarımızın yanında yerimizin olmayacağını unutmamamız gerekmektedir.
Eğer sahtekarlığın kucağında oradan oraya savrulmaktan vazgeçmezsek, etrafımız ucu bucağı olmayan bir labirent halini alacaktır.
Bahsetmekte olduğum durumların yaşanmasını istemiyorsak bizi kurt misali kemiren sahtekarlık duygusu ile beslenenleri hayatımızda bir daha yer vermemek üzere söküp çıkarmakla yükümlü olduğumuz bilinci ile hareket etmemiz, adımlarımızı hesaplı atmamız lazım gelmektedir.
Yanlış mantıkla yol yürümeyi tercih etmemiz halinde dünyamızı aydınlatmakta olan dostluk güneşine hasret kalacağımız unutulmamalıdır.
Yani demem o ki sahtekar kimseleri hayatımızdan söküp çıkarmazsak bizi biz yapan güven duygusundan da olacağımız diken misali göze batmaktadır.
Diyorum ki sahtekarlıktan beslenen her kim olursa olsun gönül kapılarımızı açmamak üzere kapatmak, yapılması gereken en doğru hareket olacaktır.
Sözü geçen vazifeyi yapmazsak adımızın anılmayacağı, terk edilmiş bir viraneye dönüşeceğimiz hayatımız boyunca bize verilen en büyük derslerin başında gelmektedir.
Bizler yaşadıklarımızdan bir vazife edinmez, inadına sahtekarlıkla yol bulanların dünyamızı yıkıp yok etmelerine müsaade etmeye devam edersek yapılan her güzel şey manasını kaybeder, doğru bildiğimiz her şey yanlışların içerisinde kaybolur gider.
Bunların olmaması için içimizde hainlerin barındırılmasına, onların aramızda bulunmalarına yol açanların hazanımız olmasına müsaade edilmemelidir.
Aksine bizim zaaflarımızdan yararlanmaktan zevk alan sahtekarların yalnızlaştırılması için elimizden geleni, hatta fazlasını yapmaktan kaçınmamalıyız.
Bunun da yolunun adımlarımızı hesaplı atmaktan yani yapacağımız her şeyi kırk ölçüp bir yapmaktan geçtiği bilinci ile hareket edilmelidir