Tarihin İlk Küresel Güç Mücadelesi

MÖ 5. yüzyılın ortalarında, Ege’nin iki büyük gücü Atina ve Sparta arasındaki çekişme, nihayet kaçınılmaz bir savaşa dönüştü: Peloponez Savaşı (MÖ 431-404). Ancak bu savaş, yalnızca Antik Yunan’ın iç hesaplaşması değildi; aynı zamanda bölgedeki güç dengelerini belirleyen ve bugünün jeopolitik stratejilerine dahi ışık tutan bir vekâlet savaşıydı.
Bu savaşın akıbeti, savaş meydanındaki kılıçlardan ve triremelerin küreklerinden çok, sahne arkasında oynanan büyük siyasi ve ekonomik oyunlarla şekillendi. Atina’nın denizlerdeki mutlak hâkimiyetini kırmak isteyen Sparta, yüzyıllardır Yunan dünyasına karşı mesafeli duran Pers İmparatorluğu ile gizli bir ittifaka girdi. Pers altınları, Spartalı kılıçları keskinleştirdi ve tarihin ilk büyük vekâlet savaşlarından birinin temelini attı.
MÖ 405 yılına gelindiğinde, bu iş birliği nihayet meyvesini verdi: Çanakkale Boğazı’ndaki Egospotami Deniz Muharebesi, Atina’nın yenilgisiyle sonuçlandı ve Ege’deki güç dengesi sonsuza dek değişti. Bu yenilgi, Atina’nın sadece askeri üstünlüğünü değil, demokrasiyle yönetilen bir devlet olarak varlığını da tehdit etti.
Ancak bu olay, yalnızca bir savaşın değil, büyük bir küresel stratejinin yansımasıydı. Bugün, modern savaş tarihçileri, Peloponez Savaşı’nı "ilk vekâlet savaşı" olarak adlandırıyor. Çünkü Atina ve Sparta arasındaki bu kanlı mücadelede, asıl kazanan Persler olmuştu.
Pers Bankası'ndan Sparta'ya Kredi: Antik Çağın Finansal Stratejisi
MÖ 5. yüzyılın ortalarında, para ve güç, savaşların kaderini belirleyen en önemli iki unsurdu. Persler, sadece kendi ordularıyla savaşmaktan çok daha incelikli bir strateji geliştirdiler: Başkasının savaşını finanse etmek.
MÖ 413 yılında, Atina’nın Sicilya Seferi’nde büyük bir hezimete uğramasının ardından, Persler için Atina’yı çökertme fırsatı doğdu. Pers Kralı II. Darius, Spartalılara tam 5 bin talent altın (günümüzde yaklaşık 3 milyar dolara eşdeğer) aktararak, tarihin en etkili "askeri kredi" anlaşmalarından birini yürürlüğe koydu.
Bu finansal destek sayesinde, Sparta, denizde güçlü bir donanma kurarak Atina’nın ticaret yollarını kesmeyi başardı. Persler, Spartalıları finanse ederken aslında sadece Atina’yı değil, Yunan dünyasının tüm ekonomik ve askeri yapısını sarsıyordu.
Satrap Tissaphernes, Spartalı amiral Lysander ile gizli görüşmeler yaparak, bu büyük stratejinin temel taşlarını döşedi. "Her 30 kürekçiye 1 drahmi" ödeme sistemi ile Spartalı donanma askerleri düzenli maaş almaya başladı—bu, Antik Çağ için devrim niteliğinde bir uygulamaydı.
Bu finansal destek, Egospotami Deniz Muharebesi’nde Spartalıların kesin zafer kazanmasını sağladı. Artık Atina’nın büyük deniz imparatorluğu tarih sahnesinden silinmek üzereydi.
Egospotami: Bir İmparatorluğun Çöküşü
MÖ 405 yazında, Çanakkale Boğazı’nda gerçekleşen Egospotami Deniz Muharebesi, Antik Yunan dünyasının siyasi kaderini yalnızca iki saat içerisinde değiştiren bir felaketin adı oldu. Pers İmparatorluğu tarafından finanse edilen Sparta donanması, Atina’nın efsanevi deniz gücünü ani bir baskınla yok etti.
Çanakkale’de balık avlayan Atina gemileri, Pers altınlarıyla güçlenen Sparta gemileri tarafından tuzağa düşürülerek imha edildi. Korkunç sonuçlar hızla yaşandı: 180 gemiden 160’ı batırıldı, 3 bin Atinalı denizci idam edildi, ve Atina’nın tahıl yolları tamamen kesildi.
Kuşatma altında açlıkla mücadele eden şehir, bu darbenin etkisiyle boyun eğmek zorunda kaldı. Egospotami, sadece bir savaş değil, aynı zamanda tarihin en kanlı deniz hilelerinden biri olarak hafızalara kazındı.
Savaş Sonrası Dengeler: Antik Bir Medeniyetin Şok Dalgalanması
MÖ 404 yılında Atina'nın teslimiyeti, yalnızca Peloponnes Savaşı’nın sonunu değil, aynı zamanda bir medeniyetin köklü dönüşümünü simgeliyordu. Savaşın ardından Atina'nın savunma surları yerle bir edildi, güçlü donanması tasfiye edildi ve yüzlerce demokrat sürgüne gönderildi. Persler, Küçük Asya’daki Yunan kentlerini tekrar kontrol altına alarak bölgedeki hegemonyalarını yeniden tesis etti.
Ekonomik çöküş ise halkı sarstı: Bir drahmi değerindeki ekmek, savaş sonrası fiyatlarda 100 drahmiye fırladı. Ancak en çarpıcı görüntüler, teslimiyet ritüelinde halkın surları yıkarken flüt eşliğinde dans etmesi oldu. Bu adeta bir medeniyetin çaresiz vedası idi. Demokrasi, geçici olarak askıya alınan bir sistem haline gelirken, Atina sokaklarında kaos ve umut arasında sıkışmış bir tarihi dönüşüm yaşandı.
Peloponez Savaşı'nın Jeopolitik Derinlikleri
Peloponez Savaşı, yalnızca Atina ve Sparta arasındaki bir güç mücadelesi olarak kalmadı. Aynı zamanda Perslerin, jeopolitik stratejilerle antik dünyanın dengelerini nasıl şekillendirdiğini gösteren bir örnek oldu.
Persler, Atina’yı devirmek için Sparta’yı destekledi. Ancak bu strateji, ilerleyen yıllarda bambaşka sonuçlara yol açtı: Sparta’nın güçlenmesi, Yunan dünyasını zayıflattı. Bu zayıflık, Makedonya’nın yükselişini hızlandırdı. Sonunda, Büyük İskender’in Persleri fethetmesine zemin hazırlandı.
Tarihin ironilerinden biri de buydu: Persler, Atina’yı çökertmeye yardım ederek, uzun vadede kendi imparatorluklarının sonunu hazırlamış oldular.
Bugün bu savaş, sadece Antik Çağ’ın değil, günümüz jeopolitik vekâlet savaşlarının da atası olarak görülüyor. Egospotami’de dökülen kan, yüzyıllar boyunca yankılandı—ve tarihin akışını sonsuza dek değiştirdi.
Tarihçilerin Yorumları
Peloponez Savaşı üzerine tarihçilerin yorumları, Pers müdahalesinin savaşın gidişatı üzerindeki etkisini ve sonuçlarını farklı açılardan ele alır. Prof. Donald Kagan (Yale Üniversitesi), “Pers altını olmasaydı, Sparta’nın Atina’ya karşı denizde zafer kazanması neredeyse imkânsızdı” diyerek Pers desteğinin savaşın erken sona ermesini sağladığını vurgular. John R. Hale (Louisville Üniversitesi) ise Perslerin stratejisini “klasik bir güç dengesi politikası” olarak tanımlayarak, Yunanistan'ın bölünmüşlüğünün Pers çıkarları için en ideal durum olduğunu söyler. Victor Davis Hanson (Stanford Üniversitesi), Egospotami Deniz Muharebesi’ni "tarihin en etkili deniz çarpışmalarından biri" olarak nitelendirirken, bu zaferin Atina’nın demokratik imparatorluğunu sona erdirdiğini belirtir.
Peter Green (Texas Üniversitesi), Perslerin kısa vadeli kazanımına rağmen, Makedonya’nın yükselişine zemin hazırladıklarını ve bu politikanın Büyük İskender’in Pers seferi ile trajik bir sona ulaştığını ileri sürer. Barry Strauss (Cornell Üniversitesi), Pers-Sparta iş birliğini “tarihin ilk büyük ölçekli askeri-sanayi kompleksi” olarak değerlendirerek, Pers finansmanı, Sparta askeri becerisi ve Korint teknolojisinin birleşiminin Atina’yı yenilgiye sürüklediğini savunur. Son olarak, Tom Holland, Pers müdahalesini “antik dünyanın ilk vekâlet savaşı” olarak adlandırırken, bu stratejinin modern hibrit savaşların köklerini oluşturduğunu ifade eder.
Kültürel ve Tarihsel Yankılar 
Peloponez Savaşı’nın sadece siyasi ve askeri değil, kültürel etkileri de derin olmuştur. Euripides’in savaştan hemen sonra sahneye koyduğu “Troialı Kadınlar” tragedyası, Atina’nın düşüşünü Troyanın yıkımıyla paralel bir şekilde sunarak seyircileri derinden etkiledi. Bu benzerlikler, trajedinin sahnelendiği dönemde gözyaşları ve hüzünle karşılandı ve savaşın kültürel yansımalarını nesiller boyu taşıdı.
? Biliyor Muydunuz?
Persler, savaştan sonra Küçük Asya’daki Yunan kentlerine "özerklik" vaat etmiş gibi görünse de, bu vaatler vergilerle ağır bir şekilde desteklendi—modern küresel güçlerin bölgesel stratejilerini çağrıştıran bir hamle. 
? Arkeolojik Kanıt 
2020 yılında Çanakkale açıklarında keşfedilen üç Spartalı gemi kalıntısı, Pers yapımı demir çapalar taşıyordu. Bu bulgu, Perslerin Sparta’ya yalnızca mali değil, teknik destekte de bulunduğunu somut bir şekilde ortaya koyuyor.
✍️ Tarihsel Değerlendirme 
“Tarih tekerrür etmiyor ama kafiyeli ilerliyor” der ünlü bir söz. Perslerin MÖ 5. yüzyılda oynadığı stratejik oyunlar, modern dünya siyasetinde farklı aktörlerle yeniden sahneleniyor gibi görünüyor. Peloponez Savaşı’nın en büyük derslerinden biri, savaşların yalnızca cephede değil; ekonomik, psikolojik ve kültürel cephelerde de kazanılıp kaybedildiği gerçeğidir.
Bir sonraki yazıda buluşmak dileğiyle. Sevgiyle kalın...