Bir hekim olarak yüksek sesle düşünüyorum zira konu sağlık. Allah dert vermesin, sağlıklı günler dilerim. Konunun çok paydaşı var ama en masumu sağlık personeli tüm birimleriyle. Poliklinik süresinin kısalığıdır ilgiyi azaltan; acil olmayan hastaların belki de işyerinden izin alamama nedeniyle acil servislere yönelmesidir acil hastaların acilde uzun süreli sıra bekleme nedenleri; geç geldiği için hakarete uğrayan ambulans görevlileri de masumdur zira yolda onlara yol vermemeyi marifet sayan zeka özürlüler vardır bol sayıda. Devlet, fiziksel koşulları çok mükemmel hastaneler oluşturdu; en modern cihazlarla donattı; Genel Sağlık Sigortası devreye girdi ama şikayetler devam ediyor. Gelin çok yönlü düşünelim; Hekimlere güveni azaltan hekim davranışları var kuşkusuz ancak tek yanlı, sağlıkçıya söz hakkı tanımadan vatandaşın iddiasını günlerce yayın organlarında dillendiren haber kaynaklarını tartışıyor muyuz? Hekim eğitimi..hasta başı eğitim, öğretim üyelerimizin nitelikleri göz ardı edilemez. Fakülte mezunu yaptık tüm hemşirelerimizi; açık öğretimle dört yıllık üniversite mezunu, çok nitelikli eğitim almış hemşirelerimize eşitledik tüm hemşirelerimizi. Maalesef makam odasından çıkmayan, çalışanların dertlerine kapısı kapalı yöneticiler de motivasyon kırıyor. Mutsuz sağlık personelinden sağlıklı hizmet beklemek hayaldir. Beklenen maaş skalasına girmiyorum. Vatandaşlara gelince, google doktorluğu işlerini zorlaştırıyor hastalarının da sağlık personelinin de. Hastaların sağlıklarına özensizliği keyiflerine bırakılamaz, bırakılmamalı, bunu adı özgürlük değildir. Astım veya obstruktif akciğer hastalığı bulunan; kalp krizi geçirmişliği olan hastalar sigara içmeye devam ediyorsa bir yaptırım olmalı. 18 yaş altındakiler özgürce sigara satın alabiliyor, çalışma hayatımda tanıklığım gençlerde sigara içme oranının yüzde seksenlerin üzerinde olduğu ve sigara tröstlerinin en sevdiği müşteri olan genç içicilerin sağlık sisteminin kronik hasta adayları niteliğiyle ileride ciddi riskli gruplar olarak hem kendilerine hem devletimize yük getirecekleri gerçeği ürkütücü. Devletimizin yaklaşımına gelirsek vatandaşa ayrı, vekillerimize ayrı sağlık Uygulama tebliğinin bazılarının dillerinden düşmeyen demokrasi kavramına uygunluğu konusunu vicdanlara bırakıyorum. Görevdeki vekillerimizin istisnai ve katılım paysız ; implant hakları bulunan, özel hastanelerden muayene bedel farksız haklarının vekillikleri bittikten sonra da aile fertlerinin de içeren sağlık yararlanımının devamı da tartışılmalı. Vatandaşımız kalp kriziyle acil servise geldiğinde mesela anjio yapılacaksa “stent katılım payı” konuşulmamalı bile, devletimiz ödemeli bunu. Örnekleri çoğaltmak mümkün, uyku apnesi gibi yaşamı tehdit eden sağlık sorununda SGK’nın ödediği miktarın üzerinde bedel ödeyemediği için cihaz alamayan vatandaşın yerine koyun kendinizi. İşitme cihazı alması gereken ancak katılım payı ödeyemediği için cihaz almayı ertelemek durumunda kalan çalışanlar var. Bürokratlarımızın “raporların süresi uzatıldığında reçete yazdırmak zorunluluğu” kuralı sorun oluşturabiliyor tabii bunun en büyük nedeni reçete yazabilecek hekim branşlarının kısıtlılığı; raporlu ilaçlı hastaların reçete yazdırmadan önce durumu değerlendirecek hekim muayenesine girmesi istenmişse de pratik uygulama öyle değil maalesef; polikliniklerde asistanı görebiliyorsunuz; örneğin raporlu İmuran ilacını Dahiliye uzmanı bile değil Romatoloji veya Fizik tedavi uzmanı zorunluluğu var ki hekim olmama rağmen ben bile sıkıntı yaşıyorum ilacı edinmede. Ben Ailevi Akdeniz ateşi yaygınlığı olan ülkemde rutin genetik taramaların kolayca yapılmamasını; erişkinde mesela hepatit aşılarının devletçe ödenmemesi; HPV aşısının bedelinin devletçe ödenmemesini de eksiklik olarak görüyorum. Bence sevk zinciri mutlaka kurulmalı; Aile hekimlerinin reçetelendirebildiği ilaç seçeneklerinin kısıtlanması değil genişletilmesini diliyorum. Özel Sağlık Kuruluşlarının alabildikleri katkı payları gözden getirilmeli, bazı branşlarda SGK ile anlaşmalı, bazı branşlarda SGK anlaşması olmadığı için tamamı vatandaş ödemeli çalışmayı hakları olarak göremiyorum, merkezler ya tamamen SGK anlaşmalı olur ya da olmaz ki olmayan Sağlık kuruluşunun SGK desteksiz ayakta kalabileceğini ön görmüyorum. Tamamlayıcı. Sağlık sigortalarının bedelleri yanı sıra kronik hastalığı olanlara ve sigortalı iken sağlık sorunu çıkan vatandaşlara yaklaşımı da kontrol edilmeli. Sağlıklı günleriniz olsun. 2000 öncesi koalisyon hükümetlerinde SGK yerine özel sigorta şirketlerine devir düşünülmüş ki bugün yaklaşımlarını görünce ülkemi Allah korumuş diyorum.