Tarihi Yapıların Korunması

Tarih, bir milletin hafızasıdır. Bu hafızanın somut kanıtları ise tarihi yapılardır. Camiler, kiliseler, hanlar, hamamlar, konaklar... Her biri, ait olduğu dönemin izlerini taşır, o dönemin insanlarının yaşam tarzını, kültürünü, sanatını yansıtır. Ancak, zamanın acımasızlığı, doğal afetler, savaşlar ve en önemlisi insanoğlunun ihmali, bu değerli mirasın yok olmasına neden olabilir. İşte tam bu noktada, restorasyon ve tarihi yapıların korunması devreye girer. Restorasyon, sadece eski bir yapıyı onarmak değil, aynı zamanda o yapının ruhunu, kimliğini korumaktır. Yapının özgün malzemelerine, mimari detaylarına, süslemelerine saygı duymak, onları aslına uygun olarak restore etmek, restorasyonun temel prensibidir. Aksi takdirde, yapılan müdahaleler, tarihi yapının değerini düşürmekten, hatta onu tamamen yok etmekten başka bir işe yaramaz.Tarihi yapıların korunması, sadece devletin veya uzmanların sorumluluğunda değildir. Her bir vatandaşın da bu konuda duyarlı olması, bilinçlenmesi gerekiyor. Tarihi yapılarımıza sahip çıkmak, onları gelecek nesillere aktarmak, hepimizin ortak görevidir.