İki siyasi, bir yorumcu, iki yorum

“Minareler süngü, kubbeler miğfer; camiler kışlamız, müminler asker” Ziya Gökalp’ın 1912 yılında yazdığı şiir. 6 Aralık 1997 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Siirt’te açık hava toplantısında okur bu şiiri Sn.. Recep Tayyip Erdoğan. 31 Mart 1998 günü Diyarbakır 3 no’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde davası görülmeye başladı, 21 Nisan 1998 tarihinde sonuçlanan davada Erdoğan “halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği gerekçesiyle 10 ay hapis cezasına çarptırıldı ve ömür boyu siyaset yasağı verildi. 26 Mart 1999 ile 24 Temmuz 1999 tarihleri arasında Kırklareli Pınarhisar Cezaevi’nde mahkumiyetini tamamladı. Zamanın Hürriyet Gazetesi “artık muhtar bile seçilemeyecek” başlığını atmıştı. Tanınmış gazeteci Sn. Fatih Altaylı 21 Mart 2025 tarihindeki youtube kanal yorumunda 21. dakikada o zaman “Geleceğin Başbakanı” yazısı yazdığını söyledi, yazıyı hatırlamıyorum ancak konuşmasında” Recep Tayyip Erdoğan’a haksızlık yapıldığını o zaman söylemiştim, şimdi de Ekrem İmamoğlu’na haksızlık yapıldığını söylüyorum” cümlesini kullandı. Huzurlarınıza Sn. Altaylı’nın mahkümiyet kararının hemen ardından yazdığı yazısından bölümler getirmek istiyorum “Tayyip Erdoğan hakkında verilen mahkümiyet kararı tartışılıyor; doğru mu yanlış mı?..Demokrasiye uygun mu değil mi?..Erdoğan’ın mahküm olmasına neden olan sözleri hatırlatayım “Minareler süngümüz, kubbemiz miğferimiz” diyordu Tayyip Erdoğan Siirt’te yaptığı konuşmada...Toplanan çarşaflı, çember sakallı, kalabalık tekbir getirerek alkışlıyordu...Bu konuşma normal mi?..Bu konuşmayı bir savaş zamanında , bir siyasetçimiz ya da komutanımız yapsa gözlerimiz dolar..Peki aynı konuşmayı PKK bayrağı altında Apo bırakın Apo’yu herhangi biri yapsa ne deriz? Bu örnek çok mu uç oldu?..Peki Siirt’e giden İstanbul Belediye Başkanı’nın durduk yerde kubbeleri miğfer, minareleri süngü yapması uç değil mi? ..Apo militanlarına Atatürk’ün sözleriyle seslense ve sonra da mahkemeye çıkıp bunlar Atatürk’ün sözleri dese yırtacak mı?.. , Söz mü önemli , bu sözün hangi amaca hizmet için söylendiği mi? Ama adil düzencilerin sözde demokrasi muhabbetinden öyle etkilendik ki, iş demokrasi adına suçu cezasız bırakmaya kadar gidecek. Hem o Erdoğan değil miydi “Demokrasi bizim için tramvaydır, götürdüğü yere kadar gideriz” diyen. İşte Erdoğan’ı tramvaydan indirdiler, hem de son durağa gelmeden. Acaba Tayyip bey şimdi metroya mı binecek” İnsan unutur, arşiv unutmaz. İnsan değişedebilir zaman içinde, değiştim de diyebilir , şimdi Sn. İmamoğlu’nun diploma iptalinden sonraki Sn. Altaylı yazısından kısa pasajlar paylaşmak istiyorum “İçişleri Bakanı da Adalet Bakanı da CHP’li belediyelere yönelik darbe benzeri operasyondan sonra başlayan cılız gösterilerden rahatsız olmuşlar. ..Böyle bir hukuksuzluk, böyle bir hak gaspı, seçilmişlere yönelik böyle bir uygulama demokratik tepkisini göstermeyi bilen, demokratik bir toplumda olsa neler olurdu neler!...Bir medeni ülkede seçilmiş belediye başkanının yasal diploması , bu konuda yetkisi olmayan bir kurul tarafından iptal edilecek, milyonların seçtiği başkan sabaha karşı evinden alınacak bakın neler olurdu anlatayım..kentin yarısı sokağa dökülürdü..bir daha evine falan girmezdi..üniversite öğrencileri ..uzun süreli, boykot başlatırdı..esnaf dükkanları açmayı reddederdi...taksiler, toplu taşıma araçları işi yavaşlatırdı.. Sn Altaylı’nın başlığını da aktarayım “siz eylem görmemişsiniz” Yazının kaleme alındığı tarih 21 Mart 2025. İki siyasi, aynı yorumcu, bence iki çok farklı yorum. Olabilir tabii, usta gazeteci Sn. Altaylı gerçi Sn. Erdoğan’ın mahkümiyet kararına benzer yaklaşım göstermemiş, demokratik tepkilerden söz etmemiş ayrı konu, ben sağduyu uyarısı, ülkemin huzur ve hepimizin refahını , gerçeğin ve adil kararların ortaya gelmesini diliyorum. Saygılarımla