ÜÇ ÖNEMLİ GÜN ÜÇ ÖNEMLİ KONU

İçinde bulunduğumuz hafta ihmal edilmemesi gereken üç önemli farkındalık gününe sahne oluyor. Ülkemizin gündeminin en başında yer alan ekonomik ve siyasi tartışmalar nedeniyle bu günlere yeterince önem verilecek mi hiç sanmıyorum. Ekonomi de siyasi sorunlarda zamanla çözülür; bu ülke hepsinin üstesinden gelir evvel Allah.

Ancak üç önemli doğal kaynak, hava, su ve orman alanları yok olursa bir daha geri gelmez. Dünya ülkeleri bu konuda bazı adımlar atıyor. Nitekim Avrupa Tarım Federasyonu (CEA) ve Gıda Tarım Organizasyonu (FAO) 21 Mart’ı Dünya Ormancılık Günü, Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen 22 Mart’ta ise Dünya Su Günü  kutlanıyor.  Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO) ise 23 Mart’ı Dünya Meteoroloji Günü ilan etmiştir. Konuya duyarlı ülkelerde bu tarihlerde bazı farkındalık etkinlikleri yapılmaktadır.

BM Genel Kurulu, gerçekte Türkiye’de çok uzun yıllardan beri Ağaç Bayramı olarak kutlanan 21 Mart’ı, 2012 yılında Uluslararası Ormanlar Günü olarak ilan etti. Gün, tüm orman türlerinin ve ekosistemlerinin önemi konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Bugünde ülkeler, ağaç dikme kampanyaları gibi orman ve ağaçları içeren çeşitli etkinlikler düzenlenmesi için yerel, ulusal ve uluslararası çabaları üstlenmeye teşvik ediliyor.

Ormanlar, 60 binden fazla ağaç türüyle yerkürenin karasal biyolojik çeşitliliğinin yaklaşık % 80’ine ev sahipliği yapıyor. Yaklaşık 1.6 milyar insan gıda, barınak, enerji, ilaç ve gelir için doğrudan ormanlara bağımlı. Ne yazık ki Dünya her yıl -yaklaşık İzlanda büyüklüğünde- 10 milyon hektar ormanı kaybediyor. Varlığı suyun varlığına bağlı orman ekosistemleri, yaşamın temel kaynağı suyun döngüsünde de kritik rol oynuyor.

İklim değişikliği sonucunda ortaya çıkan iklim krizinin etkilerini en somut biçimde yaşadığımız bu günlerde, bir karbon yutağı ve nem tutucu olarak, kuraklaşma ve çölleşmeye karşı son derece önemli olan ormanların ve barındırdıkları türlerin yok olmasını durdurmak için öncelikle orman alanlarındaki ağaç kesimleri durdurulmalı, orman yangınlarına karşı her mevsim hazırlıklı olmalıyız artık.

22 Mart tarihinde kutlanan Dünya Su Günü, suyun hayati önemi ve su kaynaklarının korunması gerekliliği konusunda farkındalık yaratmayı amaçlayan etkinliklerin yapıldığı gündür. DSİ genel Müdürlüğü her yıl geleneksel afiş, fotoğraf, resim ve kompozisyon yarışması yapmaktadır.  Bu anlamlı günün 2025 yılı teması “Buzul Koruma” olarak belirlenmiştir. Bu tema, iklim değişikliğinin etkilerini vurgularken, buzulların dünyanın su döngüsü ve ekosistemler üzerindeki kritik rolünü ön plana çıkarmaktadır. Amaç, buzulların korunması için sürdürülebilir çözümler geliştirmek, uluslararası iş birliğini teşvik etmek ve bilimsel araştırmaları desteklemektir.

Günümüzde 2,8 milyar insan su kıtlığı ile karşı karşıyadır. Su varlıkları gün geçtikçe kirleniyor, sağlıklı suya erişim güçleşiyor.  Bugün dünya nüfusunun %40’ı susuzluk çekiyor. Üstelik iklim değişikliğinin etkilerine bağlı olarak küresel su varlığımız ciddi bir tehlike ile karşı karşıya. Türkiye de su fakiri olmasa bile su azlığı çeken ülkelerden bir tanesi. Konya havzası ise su fakiri bir bölge.

BM'nin hava, iklim ve su konusunda yetkili sesi olarak 75. Yıldönümü kutlayan Dünya Meteoroloji Örgütü'nün (WMO) ve Üyelerinin hayat kurtarmaya, topluma hizmet etmeye ve gezegenimizi korumaya olan katkısını takdire şayandır. Ülkemizde de Meteoroloji Genel Müdürlüğü bu konuda en güvenilir kamu kurumlarının başında gelmektedir.

Ulusal Meteoroloji Hizmetleri personeli, kamu refahını korumak ve teşvik etmek için 7/24 çalışan doktorlar ve hemşireler gibidir. Meteoroloji uzmanları sadece hava durumu tahmincilerinden daha fazlasını üretmektedirler. Meteoroloji alanında sağlanan bilimsel veriler, bilgiler ve hizmetler, günlük boş zaman aktivitelerinden mevsimlik ürün ekimine ve uzun vadeli altyapı yatırımlarına kadar uzanan kararların temelini oluşturmaktadır. Meteoroloji tarımdan ulaşıma, askeri birliklerden enerji sektörüne hizmet sunmadığı sektör yok gibidir.

Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO), küresel hava durumu tahmininin omurgası ve merkezi sinir sistemi olarak hareket eder. Her günün her dakikasında, veriler dünyanın dört bir yanındaki izleme istasyonlarından hava durumu tahmin merkezlerine akar. Milyonlarca bireysel ölçüm - uydulardan, yerdeki istasyonlardan, hava balonlarından, okyanus şamandıralarından ve gemilerden, uydulardan, uçaklardan - ve daha fazlasından gelen gözlem bilgileri analiz edilir ve ilgili sektörlerle paylaşılır.

Aslında hava durumunu tahmin etmek çok zor bir iştir. Çünkü normal hava diye bir şey yoktur. Günümüzde sayıları gittikçe artan sosyal medya hava tahmincileri de meteoroloji merkezlerinden aldıkları bilgileri süsleyerek satış yapmaktadır. Vatandaşlarımızın bunlara kanmaması ve doğru bilgiyi sorumlu kurum olan Meteoroloji Genel Müdürlüğünden ve gerçek Meteoroloji uzmanlarından almasını tavsiye ederim.

Sonuç olarak; Dünya Ormancılık, Dünya Su ve Dünya Meteoroloji Gününü kutlarken; insanın doğanın parçası olduğunun altını çizmek istiyorum. Ağacın gölgesi, suyun sesi olmadan insanın da var olamayacağını hatırlatarak; ormanlarımızın, su varlığımızın önce korunması sonra geliştirilmesi gerektiğini, hava tahminini uzmanından almanızı bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Kalın sağlıcakla.