KONYASPOR SAHAYA EKSİK Mİ ÇIKIYOR

Ateş hattı tanımlaması tamda ligin alt sıraları için yerine oturuyor. İşte bizde o ateş hattının tam ortasındayız. Geçen haftaki yazımızda artık kimse oynanan futbola bakmaz demiştir. Bu hafta bir de kendini rahat hisseden takımlar var onları değinelim. Lig sonu yaklaşırken kimlerin nerelerden puan alacağına varıncaya kadar hesaplar başladı. Ancak bu hafta öyle kötü bitti ki tüm rakiplerimiz kazanırken biz kaybettik. Artık puan olarak rahat takımlar cansiperane oynamıyor. Buda ligin geleceğini bilinmez hale getiriyor.
Sıkıntı her geçen gün büyüyor. Maça baktığımızda hangi bölgelerde aksadık diye bir düşündüm. Sağ savuma, sol stoper, ön libero ve on numara bölgeleri hem aklıma gelenler. Peki asıl soruya gelelim bu mevkilerin oyuncuların kendi mevkileri mi? İşte Konyaspor’un birkaç yıldır kadro problemi bu! Rahmetli Ahmet’i kaybettiğimiz tarihten beridir alınan hiç bir stoper yeterli olmadı. Hiçbir zaman bu mevkide güven içinde de olmadık. Oyuna başlarken geçen ki yazımda da bahsettiğim gibi oyun kurmadan uzak bir durum var. Savunmada Adil’in canla başla mücadelesi yanında eksilerle dolu bir tablo var. Sağbek pozisyonuna gelince Skubic’in futbolu bırakması ile birçok deneme yaptık ama istediğimizi bulamadık. Bu maçlarda Ndao’dan çareler arıyoruz. Fakat Trabzonspor maçında taç atışlarının tamamı yanlıştı. Gerçi takım taç atışlarında, elindeki topu oyuna sokmada sorun yaşıyor o ayrı mesele de. Ndao ise kendini  sağ bek pozisyonunda emanet gibi hissediyor ve hissettiriyor.
Önlibero mevkiinde ise bir türlü istenilen oyunu kuramıyoruz. Savunma hazırlık pasları sonrası topu dikine taşıyacak veya dikine oynayacak bir oyuncu bulamıyor. Belki de oyuncu özelliklerinin bir birine benzer olması takım mühendisliğinin eksik olmasının sonucu bilemiyorum. Orta sahanın kralı benim diyecek, topla buluştuğunda herkesin rahat olduğu, topu ileri taşıdığında heyecanlandıracak bir oyuncuya uzun zamandır ihtiyacımız var galiba! Uzun veya duran toplar ile gol arıyoruz. Burada Recep hocaya da bir eleştirim olacak, bir oyun kurgusu eksikliği göze batıyor. Bazı oyuncuları oynatma ısrarını da anlamış değilim.
Bir parantezde kaleci Denize açmak istiyorum. Seyirci o kadar seviyor ki eleştirirken bile incitmemeye özen gösteriyor. Ama eski bir kaleci gözü ile büyük bir sorumluluk altına giriyor. Takımın hemen her pozisyonda üç dört basmak yer değiştirdiği bir puan tablosunda daha dengeli bir oyun sergilemeli. Geçen hafta maçın kurtarışını yaparken bu hafta maalesef geçer not alamadı. Yan toplar ise ayrı bir güvensizlik. Takım arkadaşları da durumun farkında. Bu hafta yenilen gollerin ikisinde de  kaleci açısında sorun vardı. Tecrübe eksikliği zaman zaman çıkışlarda tutarsız olmasında ciddi hissediliyor.
Hafta kabusla sonuçlandı. Belki de rakiplerimiz kazanmasa sonuç bu kadar canımızı yakmazdı. Fakat ciddi derecede tehlike çanları çalıyor. Rakipler kazandıkça moral de kazanıyor. Biz ise kaybettikçe korku ve tedirginliği daha çok hissediyoruz. İç saha maçlarında oyuncudan seyirciye kadar herkes diken üstünde maçlar oynuyoruz.  Bazen puan kazanmak sadece puan olmuyor bu hafta hem puan hem motivasyonu kaybettik. Beşiktaş maçı kaybettiğimiz morali kazanmak açısından da önemli!