Bugünkü yazımıza önce siz değerli okullarımızdan gelen birkaç yerel konu ile başlamak istiyorum.
Başıboş köpek
Sorunu kısa sürede
Çözülmüş olacak
Mustafa Orhan isimli okurumuz bize başıboş köpeklerle ilgili birkaç fotoğraf göndererek
.jpeg)
Şöyle söylüyordu
“Selamünaleyküm Uğur abi
Burası hava lojmanlarının olduğu Belh Kavşağı
Hava lojmanlarının olduğu yer
Sadece bir alanda saydım 12 başıboş köpek var
Burası şehrin göbeği
Abi ne olacak bu köpek meselesi?”
……
Mustafa abi size bu konuda çok hassas olan okurlarımız için şunu çok net olarak ifade edeyim
Başkan Uğur İbrahim Altay ve Valimiz Sayın İbrahim Akın bu konuda son iki aydır inanılmaz bir hazırlık içerisindeler.
Vali bey, Başkan Altay ve Meram belediye başkanı Mustafa Kavuş son olarak iki üç hafta önce Meram’da bulunan köpek Barınağını bizzat kontrol ettiler
Zaten bu konuda bakanlığın kesin talimatı var
Konya merkez için şunu çok net ifade ediyorum bu konu çözülmüş olacak
Biraz dikkatli şekilde şehrin fotoğrafını çekerseniz köpek sayısında inanın azalma var
Evet hala sürüler halinde dolaşan köpekler var mı var
Ama bunu yaz ayına kadar çok net azalacağına ben inanıyorum ve bu konuda şehri yönetenlere güveniyorum.
Allah Bizi Cezalandırıyor mu?
SA. Uğur abi
Hayırlı günler.
Allah kolaylık versin.
Zaman zaman düşünüyorum da. "Konya'ya neden yağmur veya kar yağmıyor" diye. Allah bizi cezalandırıyor mu acaba?
İsim vermek istemiyorum mübarek cuma günü Cuma Namazını eda etmek için Konya'nın meşhur tarihi camisinden birine gittik.
Camiye girerken camiyi çevreleyen duvarların merdiveninde bu bira şişesini gördüm.
.jpeg)
Biri zıkkımlanmış buraya bırakmış. Onu da geçtik
Hiç bir cemaati Müslüm de ne girerken ne de çıkarken görüp alıpta çöpe atmamış.
Neyse cami çıkışı baktım şişe hala orada,
Güya 7 gün 24 saat kamera ile izleniyor.
Tarihi cami olunca etrafında güvenlik kameraları var. Neyse abi
Şişeyi aldım gidip çöpe attım. Giderken de Allah'a şükrettim. "Allah'ım bu sevabı işlemeyi bana nasip kıldığın için şükürler olsun"
Hürmet ve saygılarımla sayın abim.”
……
Bir bürokrat dostumuzun görüp bize gönderdiği ve tamamen samimi duygularla yaptığı yorum
Allah rızası için şimdi kime ne diyelim?
Son aylarda sürekli korkarak gelecek tepkileri göğüslemeye çalışarak bir şeyleri ima etmeye çalışıyorum
Gördüklerimi hissettiklerimi yaşadıklarımı korkularımı açık net cesurca yazamıyorum
Çünkü sözüm ona bu şehir Türkiye’nin en muhafazakâr şehri
Ama bu kadar basit söylemekle yazmakla olmuyor işte
Okurumuz fotoğrafını dahi çekmiş
Ne hissettiğini samimice bizimle paylaşmış benim bir şey dememe gerek yok
Ama sorumluluk sahiplerinin veballeri bu tür belgeli acı gerçeklerle gittikçe daha da zorlaşıyor
Bir kez daha tarihi acı içerisinde not düşelim
Melikşah’daki kesintinin gerekçesini öğrendik
Konya’da değildim ama sağ olsun bizi günlük olarak takip eden bize inanan dostlarımız şehirden yüzlerce kilometre uzakta da olsak bizi arayıp buluyorlardı
Çarşamba günü Meram Melikşah Mahallesinde oldukça uzun süreli ve programlı olmayan bir elektrik kesintisi yaşanmış.
Okurlarımız Ramazan ayının verdiği öfke ile de bu durumu bize iletiyorlardı
“Madem böyle elektrik kesilecek niye bize haber verilmedi” diyorlardı
Biz de bu kesintinin nedenini öğrenmek istedik işte programsız ve abonelere önceden bildirme şansı dahi olmayan kesintinin nedeni
“Melikşah’ta kablo başlığının patlaması nedeniyle 10.15-16.00 arası elektrik kesilmiş.
Şu anda elektriksiz abonemiz olmaması lazım
Kesintiden etkilenen abone sayısı yaklaşık 300.
Arıza kablo başlığının patlamasından kaynaklanmış bir elektrik kesintisi yaşandı
Eğer şu anda elektriksiz abone varsa hemen müdahale edelim “
……
Medaş Genel Müdüründen işçi kardeşlerimize kadar samimiyetlerinden duyarlıklarından ve sorunun nedenini net bir şekilde bize ileterek kamuoyunun aydınlanması için bilgi paylaşımı yaptıkları için çok teşekkür ederiz.
Şükretmek için bu hikâyeyi iyi anlamamız lazım
Ayakkabıcı, yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu izlemekteydi.
Okullar kapanmak üzere olduğunda, spor ayakkabılarına rağbet fazlaydı. Gerçi mallar lüks sayılmazdı
Ama küçük bir dükkan için yeterliydi.
Onların en güzelini ön tarafa koyunca, çocuk vitrine doğru biraz daha yaklaştı.
Fakat bir koltuk değneği kullanmaktaydı.
Hem de güçlükle.
Adam ona bir kez daha göz attı.
Üstündeki pantolonun sol kısmı, dizinin alt kısmından sonra boştu.
Bu yüzden de sağa sola uçuşuyordu.
Çocuğun baktığı ayakkabılar, sanki onu kendisinden geçirmişti.
Bir müddet öyle durdu.
.jpeg)
Daldığı hülyadan çıkıp yola koyulduğunda, adam dükkandan dışarı fırlayıp: -"
Küçük!" diye seslendi. "
Ayakkabı almayı düşündün mü?
Bu seneki modeller bir harika!"
Çocuk ona dönerek: -"
Gerçekten çok güzeller!" diye tebessüm etti. "
Ama benim bir bacağım doğuştan eksik."-"
Bence önemli değil." diye atıldı adam. "
Bu dünyada tam insan yok ki!
Kiminin eli eksik, kiminin de bacağı.
Kiminin de aklı ya da vicdanı."
Küçük çocuk bir şey söyleyemiyordu. Adam ise konuşmayı sürdürdü: -"
Keşke vicdanımız eksik olacağına ayaklarımız eksik olsa idi."
Çocuğun kafası iyice karışmıştı.
Bu sefer adama yaklaşıp: -"
Anlayamadım!" dedi. "
Neden öyle olsun ki?"-"
Çok basit!" dedi adam. "
Eğer vicdan yoksa cennete giremeyiz.
Ama ayaklar yoksa problem değil.
Zaten orada tüm eksiklikler tamamlanacak! Hatta sakat insanlar, sağlamlara oranla daha fazla mükafat görecekler..."
Küçük çocuk, bir kez daha tebessüm etti.
O güne kadar çektiği acılar hafiflemiş gibiydi.
Adam, vitrini işaret ederek: -"
Baktığın ayakkabı, sana yakışır!" dedi. "Denemek ister misin?"
Çocuk, başını bir o yana bir bu yana sallayıp: -"
Üzerinde 30 lira yazıyor." dedi. "Almam mümkün değil ki!"-"
İndirim sezonundayız. Senin için biraz indirim yaparım! Bu durumda 20 liraya düşer.
Zaten sen bir tekini alacaksın, o da 10 lira eder!" dedi adam.
Çocuk biraz düşünüp: -"
Ayakkabının diğer teki işe yaramaz! Onu kim alacak ki?" dedi.-"
Amma yaptın ha!" diye güldü adam. Onu da sağ ayağı eksik olan bir çocuğa satarım. Küçük çocuğun aklı bu sözlere yatmıştı. Adam, devam ederek: -"
Üstelik de öğrencisin değil mi?" diye sordu.-"
İkiye gidiyorum" diye atıldı çocuk. "Üçe geçtim sayılır."-"
Tamam işte! dedi adam. 5 lira da öğrenci indirimi yapsak, geriye kalır 5 lira. O da zaten pazarlık payı olur.
Bu durumda ayakkabı senindir, sattım gitti
!"Ayakkabıcı, çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkâna girdi. İçerideki raflar, onun beğendiği modellerini aynılarıyla doluydu.
Ama adam, vitrinde olanı çıkardı.
Bir tabure alıp döndükten sonra çocuğu oturtup yeni ayakkabısını giydirdi.
Çıkarttığı eskiyi göstererek: -
Benim satış işlemim bitti!" dedi.
"Sen de bana bunu satsan memnun olurum."-"
Şaka mı yapıyorsunuz?!" diye kekeledi çocuk. "Onun tabanı delinmek üzere. Eski bir ayakkabı para eder mi?"-"
Sen çok cahil kalmışsın be arkadaş!" dedi adam.
Antika eşyalardan haberin yok herhalde.
Bir antika ne kadar eski ise o kadar para tutar.
Bu yüzden ayakkabını, bence en az 30-40 lira eder.
Küçük çocuk art arda yaşadığı şokları üstünden atabilmiş değildi. Mutlaka bir rüyada olmalıydı.
Hem de hayatındaki en güzel rüya. Adamın, heyecandan terleyen avuçlarına sıkıştırdığı kağıt paralara göz gezdirdikten sonra, 10 lirayı geri vererek: -"
Bana göre 20 lira yeterli" dedi. "İndirim mevsimini başlattınız ya!"
Adam onu kırmayıp parayı geri aldı.
Ve bu arada yanağına bir öpücük kondurdu.
Her nedense içi içine sığmıyordu. Eğer bütün malları bir günde satsa, böyle bir mutluluğu bulamazdı.
Çocuk yavaşça yerinden doğruldu. Sanki koltuk değneğine ihtiyaç duymuyordu. Sımsıcak bir tebessümle teşekkür edip: -"
Babam haklıymış! "Sakat olduğun için üzülmene hiç gerek yok!" demişti!!"
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Bazı insanlar bazı insanlara hediyedir
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Resmî kurumlara ait bazı araçlar hava karardıktan sonra yanan sadece tek farları ile yola çıkmadıkları zaman