.jpg)
Tarihe başkentlik etmiş, medeniyetleri kucaklamış ve dünyaya bir miras niteliğinde adını yazdırmış İstanbul, bugün her köşesinde benzersiz değerlerini bizlere sunuyor. Topraklarında ev sahipliği yaptığı tüm medeniyetlerin izlerini taşıyan şehirde bulunan onlarca tarihi eser, İstanbul’u başlı başına bir müzeye çeviriyor. Bu da İstanbul’u diğer kentlerden farklı kılan en önemli özellik oluyor.
Her semtinde ayrı bir güzellikle karşılaşabileceğin İstanbul’da gezilecek yerler ise saymakla bitmiyor. Saraylar, camiler, müzeler, parklar ve kasırlar başta olmak üzere doğal ve tarihi birçok yer görülmesi gereken yerler arasında yer alıyor. Bu yazıda İstanbul’da gezilecek 10 inciden bahsedeceğiz. Hazırsan hemen başlayalım.
-
Ayasofya Camii:
İstanbul’da gezilecek yerler listesinin ilk sırasına koyabileceğimiz çok sayıda yer var. Seçim yapmak zor olsa da birinci her zaman dünyanın en eski katedrallerinden biri olan Ayasofya ilk sırada geliyor. Ayasofya, günümüzdeki görünümüne en yakın halini İmparator I. Justinianus’un görevlendirdiği Trallesli Anthemios ve Miletoslu İsidoros’un çalışmaları sonunda kazanmış.
İki mimarın çalışmalarıyla yaklaşık 5 yılda yapımı tamamlanan Ayasofya, döneminin en kısa sürede inşa edilen katedrallerinden biri olmuş. 1935 yılında müze olan Ayasofya, 2020 yılında cami statüsünü aldı.
Not: Camii dünyanın dört bir yanından ziyaretçi akınına uğradığı için girişte biraz bekleyebilirsin. Elinde ayakkabı varsa ön bölüme giremiyorsun. Yanında başörtü yoksa kapıda satın alabilirsin.
.jpg)
-
Topkapı Sarayı Müzesi:
Fatih semtine bağlı Sarayburnu’nda bulunan Topkapı Sarayı, İstanbul fethedildikten sonra inşa edilmiş ve 400 yıl süreyle Osmanlı İmparatorluğu’nun idare merkezi olarak hizmet vermiş. 3 Nisan 1924’te müze haline getirilmiş. 700.000 metrekarelik bir alanı kapladığı ve yaklaşık 300 binin üzerinde arşiv belgesine ev sahipliği yaptığı için dünyada bulunan saray müzelerinin en büyüklerinden.
Müzeyi gezmeye gittiğinde Harem bölümü, Hırka-ı Saadet Dairesi, Has Oda ve Köşkler Bahçesi’ni görebilirsin. Ayrıca padişahların portrelerine, kıyafetlerine ve silahlarına ev sahipliği yapan Hazine-i Evrak’ı da mutlaka ziyaret etmelisin.
Not: Topkapı Sarayı’nda Süleyman’ın Kılıcı, Hz. Muhammed'in hırkası ve sakalı, Kaşıkçı Elması gibi önemli kültürel miraslar yer alıyor. Bu yüzden gezine uzun bir zaman ayırmalısın.
.jpg)
-
Sultanahmet Camii:
İstanbul’un en meşhur camisi olan Sultanahmet Camii, sadece yerli turistler arasında değil yabancı turistler arasında da oldukça ünlü. Yabancı turistler camiyi Mavi Camii anlamına gelen Blue Mosque adıyla tanıyorlar. Bunun en önemli nedeni ise caminin içinin 20 binin üzerinde İznik çinisiyle döşenmesi ve masmavi bir görüntüye sahip olması. Sultan I. Ahmet’in emri üzerine 17. yüzyılda Mimar Sinan’ın öğrencisi Sedefkar Mehmet Ağa tarafından inşa edilen cami, Ayasofya’nın tam karşısında konumlanıyor.
Not: Sultanahmet Camii namaz saatlerinden 20 dakika önce ve sonra kapanıyor. Ziyaret ederken bu süreye dikkat et.
.jpg)
-
Kapalıçarşı:
İstanbul’da gezilecek yerler arasında Türkiye’nin tüm dokularını bir arada bulabileceğin yer Kapalıçarşı. Beyazıt’ta bulunan çarşı, yabancı turistler tarafından Grand Bazaar (Büyük Çarşı) olarak tanınıyor. Kapalıçarşı'nın inşasına 1451-148 yıllarında Fatih Sultan Mehmet döneminde başlandı. Açılışı ise 1461 yılında gerçekleşti. İlk açıldığında Osmanlı İmparatorluğu’nun gelirini artırmak amacını taşıyan çarşı, zaman içinde büyümüş ve bölgedeki en önemli ticaret merkezi haline gelmiş. Dünyadaki en eski alışveriş merkezlerinden biri olan Kapalıçarşı, 30.700 metrekarelik bir alana kurulu olmasıyla aynı zamanda dünyanın en büyük alışveriş merkezlerinden.
Kapalıçarşı’nın adı Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde de geçiyor. Bunun dışında başka seyahat kitaplarında da büyüklüğünden ve içindeki dükkanlardan bahsedilmiş. 4.000 dükkâna ev sahipliği yapan Kapalı Çarşı, kuyumcularıyla ünlü. Kuyumcularının yanında baharatlar, halılar, kilimler ve kumaşlar da bulunuyor. Kapalıçarşı’dan hiçbir şey almayacak olsan bile dükkanlar arasında mutlaka gezmelisin çünkü eski İstanbul’un o nostaljik atmosferini hissetmeden geri dönmek olmaz.
.jpg)
-
Dolmabahçe Sarayı:
Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu bu sarayın hepimizin kalbindeki yeri büyük. Bu nedenle de Dolmabahçe Sarayı, İstanbul’da gezilecek yerler listesinin belki de en duygusal yerlerinden biri. Dolmabahçe Sarayı’nın inşasına 1856 yılında Sultan Abdülmecit’in isteği üzerine başlandı. Abdülmecit, bu sarayın estetik ve Avrupai bir tarza sahip olmasını istemiş. 285 tane oda, 46 adet salon, 6 hamam ve 68 tuvaletin bulunduğu sarayın yapımı padişaha oldukça pahalıya olmuş. Özenerek yaptırdığı İstanbul’un en büyük saraylarından olan Dolmabahçe’de sadece 5 yıl oturabilmiş. Abdülmecit’ten sonra gelen padişahlar tarafından da farklı şekillerde kullanılan saray, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu zaman da yeni devletin modern yüzü olarak hizmet etmiş. 10 Kasım 1938’de ise Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk 71 numaralı odada vefat etti. Günümüzde Dolmabahçe Sarayı’na gittiğinde bu odayı ve Atatürk’e ait kişisel eşyaları görebilirsin.

6. İstanbul Boğazı:
İstanbul denilince ilk akla gelen yerlerden biri İstanbul Boğazı. İstanbul’a tüm o güzelliğini katan yer bile diyebiliriz hatta. Marmara Denizi ve Karadeniz’in birleştiği nokta olan İstanbul Boğazı’nı düz bir çizgi haline getirirsek 32 kilometre uzunluğa sahip oluyor. Anadolu Hisarı ve Rumeli Hisarı arasında uzanan İstanbul Boğazı’nda turlamak istersen Şehir Hatları tarafından düzenlenen boğaz turlarına katılabilirsin. Uzun ve kısa olmak üzere iki çeşit tur düzenlendiğini de belirtelim. Ayrıca tek yön olarak da boğaz turu seferleri yapılıyor. Hatta boğazın akşam saatlerinde güzelliğini de görebilmemiz için mehtap turları da düzenliyorlar. Boğazı uzaktan izlemek istersen Büyükada, Heybeliada ya da Kınalıada’ya gidip seyir keyfi yaşayabilirsin. Ayrıca boğaz manzaralı restoranlarda manzaranın güzelliğini seyrederek yemek yiyebilirsin.

7. Galata Kulesi:
İstanbul’un siluetini oluşturan yapılardan biri olan Galata Kulesi, o kadar çok turist ağırlıyor ki her daim önünde uzun kuyruklar oluşuyor. Dünyadaki en eski kuleler arasında yer alan Galata Kulesi, Bizans İmparatoru Justinianus döneminde, 1348 yılında, Cenevizliler tarafından inşa edildi. Yangın ve depremler yüzünden harap olan kulenin son onarımları 1967 ve 2001 yıllarında gerçekleşti.
Not:Galata Kulesi'nden çıktıktan sonra hemen karşısındaki Lale Devri üslûbunun bir şaheseri kabul edilen Bereketzade Çeşmesi'ni görmeden geçme.

8. Yerebatan Sarnıcı:
Bizans İmparatorluğu döneminden İstanbul’da kalan en değerli yapılardan biri de Yerebatan Sarnıcı. 532 yılında İmparator Justinianus’un emri üzerine inşa edilen sarnıç, o yıllarda sarayın ve halkın su ihtiyacı için kullanılıyordu. Hatta İstanbul’un fethinden sonra da bir süre boyunca su kaynağı olarak kullanımı devam etmiş. Geçmişte sarnıç üzerinde Stoa Bazilikası bulunduğu için Bazilika Sarnıcı olarak da bilinir. 140 metre uzunlukta ve 70 metre genişlikte olan Yerebatan Sarnıcı’ndaki en gizemli eser ise Medusa Başı. Sarnıcın kuzeybatısındaki konumlanan iki sütunun altında bulunan heykel, Roma Dönemi’nin en önemli eserlerinden biri ama buraya nasıl geldiği bilinmiyor. Yerebatan Sarnıcı restore edilerek yeni yüzüyle kapılarını açtı. Eklenen modern heykeller, sarnıcın orjinalliğini koruyarak yerleştirildi ve atmosferini bambaşka bir boyuta taşıdı. Farklı sanat etkinliklerinin düzenlendiği Yerebatan Sarnıcı'ndaki ışıklandırma ise atmosferi etkileyici bir konuma getiriyor.
Not: Sarnıç giriş ve çıkıştaki merdivenler hariç bebek arabası ile gezmek için uygun. Yaz ve hafta sonları uzun kuyruklar olabiliyor. Sıra beklememek adına gelmeden önce biletini online olarak alabilirsin. Burada MüzeKart geçerli değil.

9. Taksim Meydanı:
Sultanahmet Meydanı’ndan sonra İstanbul denilince akla Taksim Meydanı geliyor. Şehrin en hareketli noktalarından biri olan Taksim Meydanı dairesel bir yapıda ve hemen ortasında Cumhuriyet Anıtı yer almakta. 1928 yılında yapılan bu anıtın bir tarafı Kurtuluş Savaşı, diğer tarafı ise Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra Türkiye'nin gelişimini simgeliyor. Savaşın anlatıldığı tarafta Atatürk, askerlerinin yanındayken diğer tarafta İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak’ın yanında sivil kıyafetleriyle duruyor.

10. Pierre Loti Tepesi:
İstanbul’da gezilecek yerler arasında şüphesiz en güzel manzaraya sahip noktalardan biri Pierre Loti Tepesi. Haliç manzarasını panoramik olarak izleyeceğin tepenin adı, Julien Viaud adlı Fransız yazardan geliyor. Julien Viaud, Osmanlı İmparatorluğu'nu bilen, sık sık ziyarette bulunan bir Fransız deniz subayı ve yazar. Kullandığı takma ismi ise Pierre Loti. Günümüzdeki ismi de işte bu lakaptan geliyor. Eyüp Sultan Camii’ye gitmek için birçok ulaşım bulunuyor. Ama içlerinde en keyiflisi teleferiğe binmek oluyor. Pierre Loti de kahvaltı keyfi de bir başka oluyor. Birçok farklı restoranın bulunduğu tepede manzaraya karşı bir kahvaltı yapıp İstanbul turuna başlayabilirsin.

İstanbul, geçmişin mirasını taşıyan, her adımda sizi başka bir zamana götüren eşsiz bir şehir. On incisini keşfetmek sadece bir başlangıç; çünkü bu şehir, her köşesinde saklı başka güzellikler sunar. Bir gün Ayasofya’nın gölgesinde durup tarihe tanıklık eder, bir gün Galata Kulesi’nden süzülen rüzgârla hayallere dalarsınız. İstanbul’un büyüsü, keşfetmekle tükenmez. Siz de bu eşsiz şehri kendi gözlerinizle deneyimleyin ve İstanbul’un sizin için sakladığı yeni incileri keşfetmeye devam edin!