Bugün siz değerli okurlarımız için hafta sonu.
Bizim için yine sıradan çalışma günümüz.
Ama siz değerli okurlarımıza ne söz vermiştik?
Hafta sonu yazılarımızda kimseyi kırmayacağız üzmeyeceğiz,
Okurlarımıza güzel bilgiler aktaracağız dedik
Evet bugünde aynen böyle yapacağız.
Önce benim Sayın Vekilim
Kızanların ise bana söyleyip yazdıkları “Senin topçu vekilin” dedikleri Sayın Mehmet Baykan Bey dün sabah İstanbul’dan arıyordu.
Bizde bir yerde sohbette dostlarla acı kahvemizi içiyorduk
Mehmet Bey önce şöyle diyordu;
“Bak Uğur abi İstanbul’dayım. Konya deyince burada seni çok seven insanlar var.
Sana selamları var”
…….
Ben de “Aleykümselam sayın vekilim sizde dostlarımıza çok selam söyleyin” dedikten sonra Mehmet abimiz “Numan Aydoğan Ünal Beyinde selamı var seni seviyor” dediği an dizlerimin bağı çözüldü.
Benim Numan abim 1986-87 yıllarında Türkiye Gazetesi ile tanışmama vesile olmuştu.
Hala günde 15 defa dua ettiğim rahmetli Enver Ören abim ile o yıllarda tanışmamıza vesile olmuştu.
.jpg)
O yıllarda Numan abinin evinde bir gün sabah rahmetli Enver Ören abi ile kahvaltıda tanışmış ve o gün Enver abinin talimatı ile TÜRKİYE Gazetesinde muhabir olarak çalışmaya başlamıştım.
Ve o sabah başlayan İHLAS dünyam o günden bugüne hala devam eder,
Bu şehri yöneten önemli isimler ve istihbarat çok iyi bilir ki bugünkü tüm maddi varlığım İHLAS’ tır
İhlas’tan sonra ne bir ev alabildim ne de araba.
Ve ben “Mehmet abi Numan abimin ellerinden öpüyorum” diye haykırınca Mehmet abimiz
“Dur o zaman görüntülü arıyorum dedi” ve görüntülü aradı.
.jpeg)
Numan abi ile oğlu biricik kardeşim Ömer Faruk Ünal ile görüntülü canlı canlı görüştük,
Numan abiyi dinlerken yine gözyaşlarıma hâkim olamadım ağlıyordum.
.jpeg)
İHLAS TÜRKİYE Gazetesi, İHLAS HABER AJANSI bugün benim ailemin evlatlarımın varlık sebebi.
Meslek hayatımın zirve yaptığı çatı.
Ömer Faruk Ünal bugün TÜRKİYE Gazetesinde TGRT’nin 1 numaralı spor yorumcuları arasında.
Size bir şey söyleyeyim mi Ömer Faruk benim yanımda muhabir olarak basınla tanışıyordu
Tabii ki Numan abinin emri ile.
.jpeg)
Numan abicim ellerinden huzurlarınızda öperken Ömer Faruk’la gurur duyduğumu burada bir kez daha haykırırken buna vesile olan Sayın Mehmet Baykan’a da huzurlarınızda bir kez daha sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
GÜLVEZİR KORKMAZ
VE EKİBİNİ KUTLUYORUM
Dün sabah güne Gülvezir Korkmaz’ın Başkanlığını yaptığı TÜGİKKONYAGİAD’ ın basın toplantısında idik
Sayın Başkanın açıklamalarını zaten bizim haber platformlarımızda ve diğer basın organlarında bolca okuyacaksınız.
Dün sabah bana göre en güzel karelerinden birisi bu idi
.jpeg)
Gerçekten Konya’nın kendi alanlarında marka olmuş güzel insanları bu çatı altında buluşmuşlardı.
Bu dinamik vizyonlu ekibin şehrin zenginliklerine yeni zenginlikler katacağına inanıyorum.
Başkan Gülvezir Korkmaz ve ekibine başarılarının devamını diliyorum
YENİ OTO PARK
FİYATLARINA
TEPKİ VAR
Başkan Uğur İbrahim Altay ile katıldığımız canlı televizyon programı sırasında sizlerden gelen en büyük şikayetler arasında oto parklara yapılan zamlar geliyordu.
Dahası bir okurumuz Kayseri Büyükşehir Belediyesinin 2025 oto park ücretlerini atıp bize sitem ediyordu
Dün akşamda bir okurumuz özelden şöyle yazmış
“Uğur abim hayırlı akşamlar
Buğday pazarı katlı otoparkı aylık abone fiyatı 1000 TL den 1750 TL ye yükseltilmiş.
Zaten esnaflar araçlarını otoparka para vermemek için başka esnaf arkadaşlarının dükkanın önüne koyuyorlardı.
Kadınlar pazarı etrafı düzensiz parklar yüzünden keşmekeş halde.
Bu fiyatlarla abone olan esnaflar da parktan aboneliğini iptal edip sağa sola koymak isteyecek. Cadde sokaklar daha kötü hale gelir
Belediyemiz yöneticilerinden KONBELTAŞ fiyatlarını yeniden tekrar bir daha gözden geçirmelerini bekliyoruz.
%75 olan zam oranı düşürülse çok güzel olacak.
Konuyu dile getirirseniz sevinirim
İyi akşamlar iyi çalışmalar.”
……………
Elçiye zeval olmaz değil mi değerli yöneticilerimiz.
Belli bir kesim hariç hepimiz için 2025 yılı çok daha acı ve zorlu geçecek
Esnaflarımızda o eski karlı yıllardan sonra bugünkü haline şükredemiyor.
Herkes konuyu anladı değil mi?
………………..
KUDRET FİKİRLİ
ABİMİZE TEBRİK EDİYORUZ
Konyalı Konya ve ülke sevdalısı finanstan spora vakti zamanında Konyaspor’a İstanbul’da kök salmış Kudret Fikirli abimiz dün bir dost aracılığı ile kitabını göndermiş
.jpeg)
Teşekkürler Fikirli abicim satır satır okuyup tekrar size döneceğim.
İstanbul’a sizlere aile fertlerine selamlar hürmetler
DÜN BİR ABİMİZ
BİZE GÖNDERMİŞ
Çok sevdiğim saydığım ve bizi günlük olarak takip eden bir iş adamı abimiz bize aşağıdaki şu yazıyı gönderiyordu
“K E Ş K E ...
Keşke biraz zaman, biraz ömür biriktirebilse insan…
Ya da kilitli sandığa gizleyebilse.
Biraz gençlik koyabilse kenara, ihtiyar zamanlara saklayabilse…
Ya da satılsa da alınsa gençlik…
Şöyle en kaliteli, en sağlam ve güçlü olanından…
Onun da olsaydı bir kampanyası.
Eskiyi getir, yenisini götür gibi mesela.
Bir alana, bir daha verilseydi…
Hızlandırılmış kısa metrajlı bir film gibi.
Ne zaman başladı ne zaman bitti, anlayamadan bitiyor ömür.
Kişiye özel olsa da, tekrarı yok bu filmin.
Hayata ha şimdi,
Ha sonra başlayayım derken bir bakıyorsunuz tükenmiş ömür.
Avucunda son kullanma tarihi çoktan geçmiş bir yığın tecrübe.
Atsan atılmıyor, satsan satılmaz”
……………….
BİR DE BU
HİKAYEYİ
OKUYALIM MI?
Yine uzun süre Devletin çok önemli ve farklı kanallarında DEVLET adına görev yapmış bir abim geçenlerde bize şu hikayeyi gönderiyordu
……………..
“Hindistan'ın İngilizler tarafından işgal edildiği yıllarda bir İngiliz subayı hiçbir neden olmaksızın halktan bir Hintliye sertçe bir tokat atar.
Hintli adam hemen bir yumrukla subayı yere serer.
Bu karşılığı beklemeyen subay hem korkar hem de sinirlenir.
Tek başına bir şey yapamayacağını bildiğinden yardım almak için bölüğe gider.
Nasıl olur da sıradan bir Hintli İngiliz Kraliyet subayına vurmaya cüret edebilirdi.
Subay Generalin yanına gidip olayı anlatır ve kendisinden asker talep eder.
General onu dinledikten sonra onu bir odaya götürür.
Bir kasadan 50.000 Rupi çıkarıp subaya verir:
- Bu parayı bugün sana tokat atan Hintliye ver ve ondan özür dile!
Bunu duyan İngiliz subay sinirlenir:
- Zavallı bir Hintli,
İngiltere Kraliyet subayına vurup hakaret edecek ve karşılığında ondan özür mü dileyeceğim?
General sertçe:
- Bu bir emirdir.
Soru sormaksızın itaat edeceksin!
Subay çaresizce parayı alır, götürüp Hintli adama verir, özür diler.
Hintli adam o zamanın parasıyla yarı servet olan parayı görünce çok sevinir.
Onunla ev, araba vs. alır.
Bir süre sonra da bu Hintli tanınan tüccarlar arasına girer.
Aylar geçer.
Bir gün General tokat yiyen subayı çağırır:
- Zamanında sana tokat atan Hintliyi hatırlıyor musun?
Subay:
- Unutmam mümkün mü efendim.
General:
-Şimdi intikamını alma vaktidir.
Ona kalabalık bir topluluğun içinde vur!
Herkes görsün!
Subay itiraz ederek:
- Bu Hintli kimsesiz iken ona vurmama izin vermediniz.
Şu an şehrin tanınan, önemli kişilerinden biri olmuşken mi vurmamı istiyorsunuz?
Ona vurur vurmaz etrafındakiler bana saldırırlar efendim!
General kendinden emin bir şekilde:
- Endişelenecek bir şey yok.
Sana dediğimi yap!
Git ona vur, gel!
İngiliz subay Hintli adamın mağazasına gider.
Hintlinin adamları ve kalabalık müşterisi de orada bulunmaktadır. İngiliz subay bir şey demeksizin öyle bir vurur ki adam düşüp yere kapaklanır.
Hintli adam hiçbir karşılık vermediği gibi düştüğü yerden de kalkmaz.
İşin garip tarafı subayın yüzüne dahi bakmaya cesaret edemez.
Karşılık görmeyen subay hayretler içerisinde kalır.
İntikam almanın verdiği sevinçle oradan ayrılıp generalin yanına gelir.
General:
- Seni hem sevinçli ve hem de hayretler içerisinde görüyorum.
Subay:
- Evet efendim.
O Hintli İlk seferinde kimsesiz iken ona vurduğumda sessiz kalmayıp daha sert bir şekilde bana vurdu.
Ama bugün mal, makam sahibi iken ona vurduğumda karşılık vermek bir yana, bana bir söz dahi edemedi.
General:
- İlk sefer ona vurduğunda izzeti nefsi vardı ve bunu en büyük sermayesi bilirdi.
Onu korumak için sana karşılık verdi.
Ama ikinci seferde İZZETİ NEFSİNİ PARAYA SATTI.
Menfaati tehlikeye girer diye sana karşılık vermeye korktu.
Onun için kendini savunamadı.”
………….
Aman ha bu bir hikâye ne Hintli dostlar ya da birileri üzerine alınmasın.
Adı üstünde hikâye işte…
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Yüreğini vermeli insan, Sıktığı ele, kucakladığı dosta, Dokunduğu omuza, gülümsediği yüze, Baktığı göze, dinlediği söze... Çünkü verdiğimiz kadar alacağız bu dünyadan.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yağışlı havalarda direksiyon başında olan insanlarımız biraz daha sabırlı ve anlayışlı oldukları zaman daha iyi ADAM oluruz.