Bir zamanlar; Türk Kurvaziyer Gemileri

Kruvaziyer gemi, üzerinde birçok konaklama, yemek, eğlence seçenekleri bulunan; yüksek hizmet standartlarına sahip; programlanmış belirli rotalarda turistik amaçlı olarak çalışan yolcu gemileri. Uluslararası Kruvaziyer Hatları Birliği'nin tanımı ile; derin sularda en az iki gün kalabilecek, en az 100 yolcu kapasiteli olmaları gerekmekte. Dünya’da ilk kez 1890 Albert Balin tarafından uygulandı. 1930- Almanya’nın Devlet desteği sağlaması popülerliğe katkı sağladı. 2. Dünya Savaşı ertesinde Yunanlı armatörler seferlerle ön plana çıktılar. Günümüzde giderek büyüyen turizm tipinde Norveç, Rusya, Panama, Yunanistan ve İtalya lider ülkeler. Ülkem bu yarışa da etken başlayanlardan. Yunanlı armatörler gibi 2. Dünya Savaşı ertesinde biz de “Ege”adlı gemiyle başlamışız kruvaziyer turizmine.  Daha sonra, ikinci el olarak, ABD’den alınan “Ankara”, “Tarsus”,“Adana”, “İstanbul”, “Ordu”, “Trabzon” ve “Giresun” adlı gemilerle seferlere devam edilmiştir. İtalya’da 1950 yılında inşa edilen “Samsun” ve “İskenderun” gemileri de kruvaziyer olarak Akdeniz’in çeşitli limanlarında pek çok sefer gerçekleştirmiştir. Uluslararası sulara sefer yapan Ege 1951’de sökülmek üzere satıldı. Tarsus gemisi 16 Nisan 1948 tarihinde teslim alındı,  14 Aralık 1960 günü bakım için bulunduğu İstinye Tersanesi’nden çıkan, ertesi gün ise Amerika’ya gitmek için yola çıkacak olan Tarsus açıkta demirlemişti. Paşabahçe açıklarında Yunan bandıralı World Harmony ile Yugoslav bandıralı Peter Zoranic adlı iki tankerin çarpışmasının ardından, yanarak sürüklenen Zoranic, İstinye’de bakımda olan Tarsus Gemisi’ne çarpar, birlikte yanmaya başlar. Denizden ve karadan ne kadar müdahale edildiyse de gemi yanmaktan kurtarılamaz. Naim Mülaliç’in büyük hissedarı olduğu Adana vapuru 1937 yılında icra marifetiyle satıldı. Ordu Vapuru -Ekim 1969 günü Kaptan Muhittin Resen idaresindeyken Kurucaşile açıklarında çıkan yangın onun sonunu getirmişti. Hasar çok büyüktü, tamir kabul etmez bir haldeydi. Filodan çıkartıldı ve sonra 30 Mart 1970 tarihinde Marmara Transport’a satıldı. Aliağa’da söküldü… M/S Giresun, 1970’li yılların ortalarında denizlere veda etti.  M/S Trabzon ise 19 Ekim 1967’de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na devredilince Erkin II ( A – 599) (A – 591) adı verildi. Karargâh ve okul gemisi haline getirildi. Denizaltı Ana Gemisi olarak kullanılırken, 1982’de çıkan bir yangında elden çıktı. Aliağa’da sökülmüştür.

Güzel başlayan, iddialı ilerleyen daha sonra terkedilen bir atılım paylaştım, üç tarafı denizlerle çevrili ülkemin uluslararası seferlerden çekilip kruvaziyer  gemi işini Yunanistan başta başka ülkelere bırakmışız. Özelleştirme İdaresine devir tarihi Bülent  Ecevit Başbakanlığındaki koalisyon hükümeti (Şubat 2002)  İstanbul Büyükşehir Belediyesine devir 2010.

İ. Reha Arar yaşam gurusu. “Tatlar, Dostlar, Anlar” isimli Nisan 2015 basımı Esen Kitap yayınında (tanıtım amaçlı kaynak olarak yararlandım) 1970’ li yılların sonunda kendisi Sağlık Bakanı Dr. Mete Tan’ın başdanışmanı görevindeyken zamanın Hudut ve Sahiller Genel Müdürü Dr. Yılmaz Önüt’ün organize ettiği Ankara gemisi ile deniz seyahat notunda tüm servis tabakları, çatal bıçaklarının Denizcilik Bankası amblemli ve gümüş olduğunu yazar. Öyle bir ihtişam tanımlar ki lüksün yarıştığı kruvaziyer gemiciliğinde devam etsek, gemileri yenilesek geri kalmak değil önder olmamız kaçınılmazmış bence, öyle ki en lükslerinden Royal Caribbean İnt. ait Adventure of the Seas gemisinin bir haftalık Güney Karayibler gezisini kıyaslar ve “Ankara gemisi ihtişamını bulamadığını belirtir. Ne dersiniz yazık etmemiş miyiz?