Toplu ulaşım araçlarını kullanan yaşlı ve hasta bir büyüğümüz yaşadıklarını anlattı.
Okuyalım.
“Durakta soğuktan titrerken tramvay geldi. Tramvayın gelmesini bekleyen benim başka insanlarda vardı. Kadınlar, çocuklu anneler ve gençler vardı. Önümüzde duran tramvayın 1’den fazla olan kapıları açıldı. Benim bineceğim kapının iç kısmında gençler kalabalık halindeydi. Merdivenin ilk basamağından ayağımı attığımda gençlerin önümde dikildiği gördüm. Tramvay dolu olmadığı halde gençler kapının önündeydi. Çekilmelerini bekledim ama çekilmeleri kolay olmadı. Az itiş kakış tramvaya binmeyi başardım. İçeriye girdiğimde genç yolcuların koltuklarda oturduklarını gördüm. Yaşlı kadınlar, benim gibi yaşlı erkekler ve eli çocuklu kadınlar ayaktaydı. Bazıları da düşmemek için çaba içerisindeydi. İnsanın, insana saygısı yoktu. Saygının kaybolduğunu çok sayıda olayda olduğu gibi, bu olayda da gördüm.”
Belediye otobüsleri ile minibüslerde de durum farklı değil. Hatta, bunlarda durum daha da karışık. Bu araçlarda tıka basa yolcu taşımacılığı söz konusu. Ayrıca minibüs sürücülerinin sertliği ve sefer aksatmamak için hız yapmaları yolcularda endişe yaratıyor. Bu arada minibüsler hijyenin fazla dikkate alınmadığı toplu ulaşım aracı olarak da görülüyor. Yolcular sırt, sırta. Yüz, yüze. Nefes, nefese. Binen her yolcunun mutlaka tutunmak zorunda kaldığı malzemelerin hangi aralıkta temizlendiği de merak ediliyor.
Belediye otobüsü ve minibüs kullanan bir yolcu şöyle anlattı.
“Belediye otobüslerini kullandığım gibi işim gereği minibüs de kullanıyorum. Hangisi önce gelirse onu kullanarak işime, evime, çarşıya gidip-geliyorum. Belediye otobüslerinin daha konforlu olduğunu söyleyebilirim. Fakat belediye otobüslerinin sürücüleri bazen çok aceleci oluyor. Yolcu, otobüse tam binmeden sürücü hareket ediyor. Bu yüzden bir yarısı içeride, bir yarısı dışarıda kalan yolcular olabiliyor. İleride yaşta olan yolcuların ayakta seyahat etme mecburiyetleri de rahatsız edici bir durum. Yaşlılara, kadınlara, çocuklu yolculara saygı gösterilmiyor. Elinde cep telefonu ile meşgul olan ya da arkadaşıyla sohbete dalan genç yolcular, yaşlıları görmemek için çaba gösteriyor. Minibüs yolcuları daha bir değişik. Binen her yolcuya yadırgayan gözlerle bakan insanlar oluyor.”
SOKAKTA BİR BAŞKA SAYGISIZLIK SİGARA
Bir başka konuda, bir değerlendirmede biz yapalım.
Sokakta sigara içmek, sigaraya yeni başlayanlar için rüştü ispat oldu. Yakın geçmişte sokakta sigara içmek “kötü örnek olur” düşüncesiyle, ayıp sayılırdı. Bu aynı zamanda sigara içmeyenlere gösterilen bir saygıydı. Şimdilerde böyle bir saygı kalmadı. Bu arada sigara kullananların sayısı arttı. Sigara kullanma yaşı ülkemizde, 10 yaşa geriledi. Çocuk yaştaki gençler-genç kızlar sokaklarda sigara içmeye başladı. Okul önlerinde sigara içen öğrenci kalabalıkları oluşuyor. 10’lu yaşlardaki kızlı-oğlanlı çocuklar bir elinde sigara diğer elinde telefon kimseye aldırış etmeden, sokaklarda yürüyor. Sokaklarda sigara içen kesim daha çok kadın ve genç yaştaki çocuklardan oluşmaya başladı. Sigara ile rüştü ispat söz konusu.
Saygı.
Büyük oranda kaybedildi.
Çok yerde kaybedildi.