Bu hafta sonu yine kendimizce akıl almaz bir tempoda koşturmaca içerisinde idik
Halimizden memnun muyduk?
Çok şükür… Çok şükür.
Öyle ki bir gün sabah 06.15 de arabaya biniyordum
Ertesi gün yine o yoğun temponun ardından eve 03 de giriyordum.
Ertesi gün yani dün sabah ise saat 09.53 de gazetede masamda bilgisayarın karşısında idim.
Şehri bir uçtan bir uca turlarken dostlarla tanıdıklarımızla tanımadığımız insanlarla oturuyor saatlerce samimi bir şekilde sohbet ediyorduk.
Bir iyiliğe vesile olurken bir başkasının yarasına merhem olabilmek için de yine sağı solu arıyorduk.
Gazetenin sayfaları ve köşe yazımız bittikten sonra bizi takip etmemiz gereken bir düğün, üç maç bir hastane ziyareti bekliyordu.
Çok şükür.
Hastane yok
Hapishane yok.
Hekim yok.
Hakim yok.
Bunlar yok ise yatın kalkın halinize bir kez daha şükredin.
Ve dualarınızda bu cümleler yoksa mutlaka ekleyin.
………………….
Hafta sonunun en gıcık en can sıkıcı ve düşündürücü bir olayını ilk kez duyuyordum.
Önce konuyu paylaşayım.
Sonra yorumumuzu yapalım.
…………….
Bir bürokrat dostumuz aradı.
Motoru ile maddi hasarlı bir kaza yapmış.
Tabi hemen bir hastaneye başvurmuş.
Bu kazayı eşine bile söylememiş.
Çünkü eğitimci olan eşi daha önceden kalp krizi geçirdiği için kazayı duyarsa üzülür diye düşünmüş.
Buraya kadar her şey sıradan olağan değil mi?
Ama hastane kontrolünden sonra kaza bakın taaa nerelere devrilmiş.
Kazanın ardından tam 13 kez bu çift aranmış.
Hem de bir kere kaza yapan bürokratımız 12 kere de kalp krizi geçirmiş öğretmen olan eşi.
Hanımefendi derste iken tanımadığı kişiler tarafından dahi aranıyormuş,
Öğretmenimiz daha sonra o anlarda bakamadığı telefonlara dönünce her seferinde yeni bir kriz geçiriyormuş.
Aralarında İstanbul ve Konya Hukuk bürolarının olduğu numaralar hocamızı arıyor kazaya karıştığı için kendisine sigorta olarak yardımcı olabileceklerini söylüyorlarmış.
Bir küçük hatırlatma daha yapalım.
Bu çiftin oğlu zaten avukat.
……………
Bürokrat abimiz
Başta eşi olmak üzere kendilerinin tanımadıkları hukuk ofislerince aranmasına ve sigorta işlemleri için yardımcı olmak için yapılan taleplere çıldırır önce bize telefonla durumu aktarır
Aradan iki saat geçer abimiz hızını alamaz ve bu kez ara ara şunları şunları yazar
“Abicim eşim iki kez kalp krizi geçirdi ve stent takıldı.
Üzülmesin diye ben de bunu eşimle ve çocuklarımla paylaşmamıştım
Ama size söylediğim gibi bütün hukuk büroları eşimi arayarak bizi mağdur durumda bıraktı.
Ve eşim bana sitem etti
Niye böyle bir şeyi bizden sakladın? Diyerek
…………………
Oğlum ile konuştum Uğur abi
Bana telefonları şikayet etmemi tekrar söyledi 1 saat sonra şikayette bulunacağım
……………………
Bu durumu sizden sonra …… ile görüştüm.
Hem karakola hem de ………………. tıp fakültesine müracaat’ ta bulunmamı söyledi.
Ayrıca kendisinin ilgileneceğini ve bulabileceğini söyledi.
Baş hekimi arayacak biraz sonra tıpa da gideceğim.
Ayrıca bu durumu sizinle paylaştığımı da kendisine belirttim.
……………….
Abicim başhekimle görüştüm gereğini yapacak.
En önemli konu ben araçla kaza yapmadım
Yani bir araca vurmadım şahıs arabaların arasından gelerek bana vurdu
Yani benim bilgilerimin herhangi bir sigorta şirketi ile ilgisi yok.”
……………….
Sonuçta ne öğrendik biliyor musunuz?
Böyle en güvendiğimiz canımızı teslim ettiğimiz sağlık kuruluşlarında böyle kazaya karışanların bütün şahsi bilgileri sigorta şirketlerine ve hukuk bürolarına(!) raporların ardından hemen iletiliyormuş(!)
……………
Siz durumu anladınız değil mi?
……………
Biz üzülerek artık son yıllarda şunu hep ifade ediyoruz ki
“Buna biz de dahil
Toplumla öyle bir çürümüşlük var ki
Tuz koktu dedikleri nokta bu olsa gerek
Allah daha beterlerini bize göstermesin”
…………..
Toplum çürümüş
TUZ KOKMUŞ BAYLAR BAYANLAR
Para var ya para
O zıkkım para hepimizin kıblesi olmuş.
Bakmayın siz Filistin Suriye nutuklarına
Para varsa para… Para….
Her şey mübah olmuş.
Kazaya karıştığınıza mı yanarsınız.
Polis adliye durumlarını mı düşünürsünüz.
Yoksa sizin ve ailenizin tüm kimlik bilgilerinin Türkiye’nin dört bir yanına el altından sızdırılmasına mı?
……….
SİZ KONYA’DA SİGARA
İÇMENİN YASAK OLDUĞU
BU CADDEYİ BİLİYOR MUYDUNUZ?
Cumartesi günü araba ile yürüyerek dolmuşla şehri turlarken oradan oraya koştururken nelerle karşılaştık nelerle….
Bir ara Meram Yeni Yol Lastik durağının orada dolmuştan indim Sivaslı Ali Kemal Caddesine doğru yürüyordum.
Tüm yanından geçmekte olduğum levhaya gözüm takıldı
.jpeg)
Ne diyordu levhada
“BU CADDEDE SİGARA İÇMEK YASAKLANMIŞTIR”
Vallahi gözlerime inanamadım
Bir daha okudum
Hemen fotoğrafını çektim.
Çok mutlu olmuştum.
Ama 50 adım ettim atmadım ki karşımdan gelmekte olan iki genç kızımız ellerinde caraları ağızlarından dumanları üflüyorlardı
O anda şehrim adına yine hayal kırıklığına uğramıştım
Mutluluğum beş dakika sürmüştü
HER YERDE HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ BİZİM SAMİMİYETİMİZ SADECE GÖRÜNTÜ DE KALIYORDU
ALLAH RIZASI İÇİN
ŞU SİLLE ALT GEÇİDİ
TRAFİĞİNE NASIL EL ATACAĞIZ
Dedeman Kavşağından gelin Aladdin İlkokulunu geçtikten sonra önce Kerkük ardından da Nalçacı caddesine bağlayan önemli caddelerimizden birisidir Sille Alt geçidi
Ama Allah hiç kimseyi bu yola düşürmesin.
Cumartesi günü KONYALININ SOSYALLEŞME GÜNÜ idi
Hava güneşli güzeldi yaaa
İşi olan olmayan tek yada ailesi ile arkadaşı ile atlamış arabaya yollara dökülmüştü.
Şehrin dört bir yanında inanılmaz bir trafik yoğunluğu yaşanıyordu
Bir ara Sille alt geçidine girdim
Girmez gomaz olaydım
.jpeg)
Trafik durmuştu
Niye?
Arkadaş bu yol üç şerit
Ben Uğur Başkan ve ekibine hep söylüyorum bu şehrin caddeleri en az dört şerit olmalı.
Hatta beş şerit.
Neyse bu üç şeritli yolu yapan yapmış,
Orta şerit direk gidecekler için.
Sol şerit sola dönecekler için
En sağ şerit ise kontrollü ışıklarla trafiği tıkamamak adına sağa dönecekler için
Ama ne mümkün.
Direk gidecek olan en sol şeritti durur
Niye?
Kuyruğa niye girsin ki uyanık soldan kaynak yapacak.
Direk gidecek yine en sağa durur
Niye?
Orta şeritte dursa insan gibi sırasını bekleyecek
Olur mu?
Sağa geçecek o şeridi de tıkayacak ki bir ışık erken yoluna devam etsin.
Fotoğrafa bakın o anda bir müddet sonra bende fark ettim ki o dakika trafiğin içine eden iki bayan
Ve o kadar kendilerini uyaran
Bende dahil el kol hareketi yapan sürücülere gülücükler atıyorlardı.
Böyle insanlığın içine tüküreyim.
Hiç mi utanma arlanma onur gurur kalmadı yahu
YA GECE 01 DEN SONRA
ANKARA YOLUNDA Kİ
MOTORLU YA DA ARAÇLI
HIZ TUTKUNLARINA
NE DEMELİ?
Cumartesi’yi pazara bağlayan saatlerde hasbelkader yolumuz Ankara yoluna düştü
O güzelim parklar ile Bilim merkezinin arasını tek kelime ile sürücü kılığındaki azrailler parsellemişti.
Ha o saatlerde polis araçları yok muydu?
Vallahi vardı billahi vardı
İki polis aracı gördüm
Işıkları da yanıyor ve devriye geziyorlardı
AMA KARANLIĞIN AZRAİLLERİ DEHŞET SAÇMAYA DEVAM EDİYORLARDI
Sayın Valim İbrahim Akın Bey, değerli Müdürüm Maksut Yüksek Bey eğer bana inanmıyorlarsa iki polis memuru kameraları izlesinler yalanım yanlışım varsa söylesinler bana buradan özür dileyim.
TÜRKİYE’DE KADIN CİNAYETLERİ
OLURDA KONYA HİÇ EKSİK KALIR MI?
Türkiye’de gerekçesi ne olursa olsun kadınlarımızı öldürmeye tam gaz devam ediyoruz.
İşte Pazar günü tüm Türk basınına yansıyan Konya’da ki kadın öldürme haberi
.jpg)
“TÜRKİYE'DE KADIN CİNAYETLERİ DURDURULAMIYOR.
BİR ACI HABER DE KONYA'DAN GELDİ.
34 YAŞINDAKİ 2 ÇOCUK ANNESİ DİLEK ŞEN, DEFALARCA BIÇAKLANARAK ÖLDÜRÜLDÜ.”
………..
Kadın kız erkek yaşlı çocuk engelli kim olursa olsun canınızı kurtardığınız günlere yatın kalkın şükredin.
………………
Haftaya biraz sert girdik galiba
Ama hafta sonundaki Akyokuş kasrı ile ilgili bazı yorumları da yarın değerlendireceğim inşallah özelikle de değerli OĞUZ OĞUZ abimin yorumunu
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin. Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Trafikte saygıyı ve kul hakkını öğrendiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.