Beyniniz zamanı nasıl algılıyor?
İnsan, zamanın akışını belirli bir düzende hissettiğini düşünse de, aslında zamanın algılanışı beyin tarafından şekillendirilir. Zihnimizin zaman algısı, supramarjinal gyrus adı verilen beyin bölgesi tarafından yönetilir. Burası, sağ parietal korteksin bir parçasıdır ve beynimizin hareket ve mekân ile olan ilişkisini düzenler.
Ancak burada ilginç bir gerçek var: Bu bölgedeki nöronlar sürekli aynı şekilde uyarıldığında eskimeye başlar ve zaman algımız değişir. Yani, zamanın geçtiğini düşündüğümüz şey, aslında nöronlarımızın ne kadar hızlı veya yavaş çalıştığıyla ilgilidir.
Zihnimiz, geçmişi ve geleceği aynı anda algılayan bir sistem gibi çalışır. Geçmiş anılarımız ve gelecek hayallerimiz beynimizde iç içe geçmiş durumdadır. Aslında zaman, sandığımız gibi doğrusal değil, dairesel ve dalgasaldır.
Beyin, geçmiş ve geleceği dengeleyecek şekilde programlanmıştır. Geçmişin anıları ile geleceğe dair beklentiler birbirini nötrlediğinde, geriye sadece “an” kalır. Ancak insanlar geçmişi anlamlandırmaya çalıştığında bu döngü bozulur. Örneğin:
• Acı verici olaylar, beyin tarafından zararlı olarak kodlandığında hızla unutulmaya çalışılır.
• Keyifli anılar ise uzun süre saklanır ve beynin içinde fazla yer kaplar.
Bu dengesizlik, zaman algısının bozulmasına ve depresyon gibi zihinsel rahatsızlıklara neden olabilir. Depresyon, aslında geçmiş ve gelecek arasındaki bağlantının kopmasıdır.
Beyin, dengede olduğunda zaman hızlanır. İlhamla, tutkuyla, yüksek değerlerle yaşayan biri için zaman su gibi akar. Amaçsız, tatminsiz, mutsuz ve hayattan kopmuş bireyler için ise zaman yavaşlar ve uzar.Bu yüzden, anı yaşamak ve “şimdi”yi deneyimlemek, beynin sağlığı için de önemlidir. Çünkü geçmiş ve geleceğe odaklanmak, zamanın doğrusal bir algı olduğunu zannetmemize neden olur. Oysa gerçek, “an”da gizlidir.