Dün sabah 08.13’te bizi ilk arayan eski MTTB’ci bugünkü Reisci abimiz yazımıza teşekkür ettikten sonra
“Biz bu oyunları 1973’te 74’te çok iyi gördük.
O zaman neyin ne olduğunu farkında değildik.
Bugün de aynı oyunları görüyorum çok üzülüyorum.
Milliyetçi Türk
Atatürkçü Türk
Müslüman Türk…
O zaman ne yaptılar?
Sağcı solcu,
Ülkücü komünist
Şeriatçı demokrat
Alevi Sünni
……………..
Bakıyorum da tam o günler bu günler gibi Allah korusun.
Türkiye’nin Suriye’deki Orta Doğu’daki gücünü dünya bir kez daha gördü.
İşte ama bizi yine kurcalamaya başladılar.
Gözünü seveyim aman dikkat” diyor ve eski üniversite yıllarından bugüne gelişimizi özetliyordu.
Tecrübe bir başka.
Ama gelin bunu şimdiki insanlarımıza aktarın bakalım.
Size kim inanır?
Size kim güvenir?
SİS YİNE UÇAK
YOLCULARINI PERİŞAN ETTİ
Dün saban bizi arayan uyaran dostlarımız okurlarımız arasında farklı kesimden insanlar vardı
Genç bir okurumuz kardeşimiz ise saat 08.59’da uç ağının rötarı ile ilgili bilgiyi bizimle paylaşıyor ve uçağının 4 saat rötarlı olduğunun bilgisini paylaşıyor ardından yazıyordu.
“Abim sen bu konuda hassas olduğun için bildireyim istedim.
Üç dört gündür uçuşlarda büyük sıkıntı var” diyordu
Ne diyeyim?
Yazıyorum kötü oluyorum?
Yazmıyorum vicdanım rahat etmiyor.
Sis bir doğa olayı.
Amenna ve saddakna
Ama bir de gelişmiş ülkelerde kullanılan, Cenab-ı Allah’ın insanlara akıl fikir ve feraset olarak bahşettiği bir durum var
Onlar denizlerin bataklıkların üzerine gökdelenler yapıyorlar 7.9 depremde adamların camları bile kırılmıyor.
Hiçbir şey demiyorum.
Ya bizde bir sıkıntı var ya da onlarda
BİR ÜLKÜCÜ ABİMİN
KÖŞENDE YAZ DİYE
GÖNDERDİĞİ BİR
PARTİZANIN HİKAYESİ
Bizi gerçekten seven bize inanan güzel yürekli büyüklerimiz var
Bildim bileli ülkücü olan bir büyüğüm aşağıda sizlerle paylaşacağım olayı bana gönderirken “köşende de paylaşabilirsin” diyordu.
………………..
1942 yılının Ocak ayıydı.
Bu günler.
Moskova buz kesmişti.
Öyle soğuk bir yel esiyordu ki,
Ölüm bile üşüyordu.
Moskova yakınlarında bir cenaze töreni.
Gömülen 18 yaşında bir genç kız.
Sessiz sedasız...
Gencecik bedeninin üstü buzlu toprakla örtülüyordu.
Mezarın başındaki tahtada şunlar yazıyordu.
ZOYA KOSMODEMYANSKAYA..
Doğum 1923
Ölüm 1941.
Kimdi bu Zoya Kosmodemyanskaya?
Niye ölmüştü?.
Zoya, “YaŞaM” demekti.
1923 doğumluydu.
Rusya'da eğitimli bir ailenin kızıydı.
Babası kütüphaneci, annesi öğretmendi.
Kitaplarla büyümüştü.
Daha 15'nde Puşkin'i, Tolstoy'u, Cervantes'i, Goethe'yi, Shakespeari'yi okumuş, Beethoven ve Çaykovski dinlemişti.
16'sında Sovyetler Birliği Komünist Parti gençlik örgütü “KOMOMOL”a katılmıştı...
1941 yılının Haziran ayıydı.
Nazi Almanya’sı Rusya'ya saldırmıştı.
Her gün yeni bir yer işgal ediliyordu.
Zoya 18'ine yeni basmıştı, gönüllü olarak askere yazılmıştı.
Annesi karşı çıkmıştı.
Ama dinlememişti.
“Düşman bu kadar yakınken başka ne yapabiliriz?” demişti.
Kısa süreli bir silah eğitiminden sonra Partizan'a katıldı.
Kod adı Tanya oldu.
Saçlarını kestirdi.
Gören erkek sanıyordu.
Görevi Moskova çevresinde işgal altındaki köylerde Nazilere baskın yapmaktı.
Tarih 25 Kasım 1941 idi.
Tanya Alman süvari alayının karargah kurduğu Petrischevo'yu basacaktı.
Köye gizlice sızdı.
At ahırları ve Rusların kaldığı evleri ateşe verdi.
Tam uzaklaşacak bir Rus işbirlikçisinin ihbarıyla yakalandı.
Elbiseleri çıkarılınca kadın olduğu anlaşıldı.
Naziler gece boyunca işkence ve tecavüz ettiler.
.jpeg)
Sordular.
Bilmiyorum dedi.
Sordular.
Söylemem dedi.
Sordular.
Konuşmam dedi.
Sır vermedi.
Sadece kod adını söyledi.
TANYA.
Naziler çılgına döndü.
İşkence ve tecavüz sabaha kadar sürdü.
Ertesi gün kar üstünde yürüttüler Tanya'yı.
İşkenceden tüm bedeni mosmordu.
Köy meydanında dar ağacını kurdular.
İki makarna kasası.
Yağlı urgan ve cellat.
Tanya tabureye çıkarken gülüyordu.
Urgan boynuna takılmadan kendisini izleyen yurttaşlarına bağırdı.
“Yoldaşlar!
Neden bu kadar kasvetlisiniz?
Ölmek için korkmuyorum!
Halkım adına öleceğim için mutluyum!”
Sonra Nazi askerlerine döndü.
"Siz beni şimdi asıyorsunuz ama yalnız değilim.
Biz iki yüz milyon insanız.
Hepimizi asamazsınız."
……….
Cellat tabureyi çekti.
Tanya 18'nde ipin ucunda can verdi.
Naziler ibreti alem için Tanya'nın cansız bedenini haftalarca idam sehpasında asılı tuttular.
İki aya yakın her önünden geçen Nazi askeri cansız bedeni dipçikledi tekmeledi.
Soğuk havada beden çürümedi ama morardı ve şişti.
Sovyet Ordusu 1942 yılının Ocak 20'sinde bölgeyi ele geçirince, idam sehpasından indirildi ve gömüldü.
Tanya'nın idamı tarihte bir dönemeçti.
Naziler'in yenileceğinin müjdesiydi.
Gömülmeden çekilen fotoğrafları tüm Sovyet askerlerine dağıtıldı.
Ve emredildi.
"DÜŞMANA SALDIRIRKEN, TANYA'YI DÜŞÜNÜN."
Nazım Hikmet şöyle yazdı Tanya için.
"Tanya,
Senin memleketini sevdiğin kadar
Ben de seviyorum memleketimi,
Seni astılar memleketini sevdiğin için,
Ben memleketimi sevdiğim için hapisteyim.
Tanya,
Sen asılan partizan, ben hapiste şair.
Sen kızım, sen yoldaşım.
Resminin üstüne eğiliyor başım.”
……………
Deniz Gezmiş'in en çok sevdiği şiir de bu şiirdi.
Asılmadan önce Mamak'ta son kez okuduğu şiirdi.
“Sabah oldu Tanya’yı giydirdiler…
Göğsüne bir de yazı yazdılar:
Partizan.
Köyün alanına kuruldu darağacı.
Atlılar çekmiş kılıcı, halka olmuş piyade askeri.
Zorla seyre getirdiler köylüleri.
İki sandık üst üste, iki makarna sandığı.
Sandıkların üstüne
Yağlı urgan sallanır,
Urganın ucu ilmik.
Partizan kaldırılıp çıkarıldı tahtına.
Partizan,
Kolları bağlı arkadan
Durdu urganın altında dimdik.
Nazlı, uzun boynuna ilmiği geçirdiler…
Tanya seslendi korkusuzca ilmiğinin içinden
‘Kardeşler, üzülmeyin.
Gün yiğitlik günüdür.
Soluk aldırmayın faşistlere,
Yakın, yıkın, öldürün…’
Korkusuzlar ağlıyordu.
Cellat çekti ipi.
Boğuluyor nazlı, boynu kuğu kuşunun.
Fakat dikildi ayaklarının ucunda partizan
Ve hayata seslendi insan:
“Kardeşler
Hoşça kalın.
Kardeşler,
Kavga sonuna kadar.
Duyuyorum nal seslerini
Geliyor bizimkiler!”
…………..
Vatanı için canını feda eden tüm yurtseverlere selam olsun...
İşte FİLİSTİN’de ve GAZZE’ de ve de İSLAM Coğrafyasında böyle MÜCAHİT ve MÜCAHİTLERE ihtiyaç var.!!!
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Beklemesini bilirsen her şeyin sırası gelir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sisli, ulaşımın zor olduğu günlerde saatlerde tek yönlü yollarda dörtlüleri yakıp ters yönden gelmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz